Çöp fırınındaki külleri inceledim ve katran ağacının kömürleşmiş izlerini buldum. | Open Subtitles | حللتُ الرماد في الموقد وعثرتُ على آثار متفحّمة للأرز اللبناني |
İçeride silahlı bir adam vardı ve ben de taşıma iznim olan ruhsatlı silahımı çıkardım. | Open Subtitles | وعثرتُ على رجل مسلح بالداخل، ووجّهتُ إليه سلاحي المرخّص بشكل كامل والمرخّص لي بحمله. |
İçine baktım ve web kamerasını hackleyen bir yazılım buldum. | Open Subtitles | نظرتُ فيه. وعثرتُ على كاميرا ويب لقرصنة البرمجيات. |
Biz de biraz araştırma yaptık ve Beck'in bazı güvenlik kamerası görüntülerini bulduk. | Open Subtitles | لذلكَـ فقد تتبعتُ أثرها وعثرتُ على تصويرُ كاميرةِ مراقبةٍ لبيكـ |
Bu tuhaf çünkü bu kutu benim masamdaydı ve ayrıca bunu da masamın üstünde buldum. | Open Subtitles | ،حسنٌ , ذلك غريب ،لأن هذا الصندوقَ كانَ بطاولتي وعثرتُ على هذا أيضًا .بمكتبي |
Öyle de yaptım ve sonunda ilham perimi buldum. - Aşk bir seçenek değildir. | Open Subtitles | وقد فعلتُ ذلك, وعثرتُ على مُلهمتي. |
McKinley arşivlerinde genç ve çekici William Schuester'ın, 1993 Ulusal Gösteri Korosu Şampiyonası görüntülerini buldum. | Open Subtitles | "لقد بحثتُ بإنجازاتِ "مكنلي وعثرتُ على هذه اللقطات من عام 1993 ببطولةِ نوادي الجوقة الوطنية |
Bu Harvey'nin son üç gelir beyanı ve fotokopi makinesinin yanında buldum. | Open Subtitles | (بلى,إن هذه آخرُ ثلاث فاتورات دخل (هارفي .وعثرتُ عليهم بطابعتي |
Meselenin tam olarak derinine inmek üzere eğitildim. (Kahkahalar) İnternete girdim-- (Alkış) İnternete girdim ve ilginç araştırma makaleleri buldum. | TED | لقد تم تدريبي للوصول إلى حقيقة الأشياء، لذا... (ضحك) ذهبتُ إلى الإنترنت... (تصفيق) لذا ذهبتُ إلى الإنترنت، وعثرتُ على أوراق بحثية رائعة. |
Sonunda bu aileyi bulmak çok çılgınca birşey, yani, gerçek kardeşimi... ve şimdi tüm bunlar, SUtton döndü... | Open Subtitles | إنّه لضربٌ من الجنون أنّني عندما مكثتُ آخيراً مع عائلة رائعة وعثرتُ على أختي الحقيقيّة ومع كل ما يحدث , عادت (سوتن) و أمر الإختفاءِ... |