Bir daha evine gelmemeye söz vermiştik, ama bu büyük bir kriz sayılır. | Open Subtitles | حسناً ، وعدناك بعدم القدوم إلى منزلك لكنها أزمة حادة |
Sana oğlunu bulacağımıza söz verdiğimizde, asla böyle olacağını düşünmemiştim. | Open Subtitles | عندما وعدناك أنه بإمكاننا إيجاد إبنك لم أعتقد أبداً أنه سيكون بمثل ذلك |
Eğer çıktığın biriyle ilgili detay vermemeye söz verirsen biz de senin üzerine çok gitmemeye söz veririz. | Open Subtitles | ماذا إذا وعدناك بالتساهل معك إذا وعدتنا بعدم إخبارنا بأي تفاصيل عن الشبان اللذين تواعدينهم |
Ben de söz verdiğimiz bilgiyi vereyim. | Open Subtitles | ومن ثم سوف تأخذ المعلومات التي وعدناك بها |
Rynn size imzalı bir kitap için söz verdiğin söyledi. | Open Subtitles | رين أخبرتنى اننا وعدناك بنسخه موقعه |
Çok teşekkür ederim. söz verildiği gibi bu karşılıksız kalmayacak. | Open Subtitles | شكراً جزيلاً، سيتم تعويضك كما وعدناك. |
söz verildiği gibi, Chacon ve Bay Gurdlinger aleyhindeki ifadene karşılık seni 3 ila 6 ay arası sürecek bir tanık koruma programına alacağız. | Open Subtitles | كما وعدناك ، مقابل شهادتك ضد "شاكون" و "جيردلنجر" سنبقيك ببرنامج حماية الشهود من 3 ل 6 شهور |
Kimseye söylemeyeceğimize söz versek? | Open Subtitles | وماذا لو وعدناك بعدم إخبار أحد؟ لكن... |
söz verdiğimiz gibi, kızı gördün. | Open Subtitles | كما وعدناك, لقد رأيتها |
Neyse ki, Talbot'a, seni kendisine vereceğimize dair söz vermiştik. | Open Subtitles | لسوء حظك، لقد وعدناك بالفعل لـ (تالبوت). |