Tamam mı? Bu çocukları asla tehlikeye atmayacağımıza söz verdik. | Open Subtitles | وعدنا بأن لا نعرض هؤلاء الأولاد للخطر |
Hayır Efendim. Bu insanlara yardım etmeye söz verdik. | Open Subtitles | لا، وعدنا بأن نساعد هؤلاء الناس |
Jane için elimizden geleni yapacağımıza söz verdik. | Open Subtitles | لقد وعدنا بأن نفعل مابوسعنا لجاين |
Haftada bir haber vermek için bizi aramaya söz vermişti. | Open Subtitles | وعدنا بأن يتصل علينا مرة في الإسبوع للإطمئنان عليه |
Bebeğimizi elleriyle tutacağına söz vermişti. | Open Subtitles | قد وعدنا بأن يحمل ولدنا |
İki yıl önce, eski hayatını yenisiyle, benimle değiş tokuş edince, sırlarımızı herkesten saklayacağımıza söz vermiştik. | Open Subtitles | قبل عامين، عندما تساومت بحياتك القديمة لأجل أخرى جديدة معي، لقد وعدنا بأن نبقي أسرارنا عن العالم |
Birbirimizi daha iyi tanımaya söz verdik. | Open Subtitles | وعدنا بأن نتعرف على بعضنا البعض مجدداً |
Ama Atlanta BeltLine'ın farklı olacağına söz verdik ve insanlar bu fikri sahiplendi ve başlangıçta hayal ettiğimiz her şeyden daha iyi yaptılar. Buna konut için önemli sübvansiyonlar, yeni parklar, sanatsallık, bir arboretum gibi büyümeye devam eden bir liste dâhil. | TED | لكننا وعدنا بأن "أتلانتا بيلت لاين" ستكون مختلفة، وآمن الناس بالفكرة، وجعلوها أفضل من أي شيء تخيلناه على الإطلاق في البداية، من ضمن ذلك إعانات كبيرة للسكن، حدائق جديدة، فنون، أماكن للتشجير، وتستمر القائمة في الإمتداد. |
Onları saklı tutacağımıza, söz vermiştik. | Open Subtitles | لقد وعدنا بأن نقوم بحفظها |