Bir olaya denk geldim ve onlara yardım etmeyi önerdim. | Open Subtitles | وجدتهم يحققون في قضية ما، وعرضت عليهم خدماتي. |
Bir olaya denk geldim ve onlara yardım etmeyi önerdim. | Open Subtitles | وجدتهم يحققون في قضية ما، وعرضت عليهم خدماتي. |
Ben aramızda halletmeyi önerdim gerçi, ama bunun yerine, onlar annemi aradılar. | Open Subtitles | وعرضت عليهم العمل للتعويض لكن بدلاً من ذلك اتصلوا بأمي |
İçeri girdim ve onlara yapmış olduğum bir eşleşmeyi gösterdim ve Jerry Donohue -- kendisi bir kimyacıydı-- dedi ki, yanlış olmuş. | TED | دخلت هناك وعرضت عليهم اقتراناً كنت قد قمت به، وكان جيري دونو -- عالم كيمياء -- قال بأنه خاطئ. |
Onlara Joey Fairy-Tail'den bahsettim kuyruğunu görmek isteyen her çocuk için 50 sent önerdim. | Open Subtitles | على أي حال أخبرتهم عن جوي الجنّيّ, وعرضت عليهم خمسين بالمائة عن كل طفل, يريد أن يشاهد ذيله. |
Onların her birine gideceğim yeri ve nedenini söyledim ve onlara üç dileklerini Brezilya'ya götürmeyi, Tanrı'nın John'unu görmeye gidenlerin başkalarının dileğini de vekâlaten götürebildiğini ve böylece onları bu yolculuktan kurtarıp dileklerini taşımayı önermiştim. | TED | أخبرتهم جميعًا عن وجهتي وعن سبب ذهابي، وعرضت عليهم أن أنقل ثلاث أمنيات لهم إلى البرازيل، حيث إنني شرحت لهم أن أي أحد يذهب لرؤية (جون رَجُل الرب) يمكن أن يكون وكيلًا عن الآخرين ويوفّر عليهم عناء الذهاب. |