Bir sigara yakmak için kibriti çaktı ona baktım ve neden durduğunu anladım. | Open Subtitles | أشعل عود الثقاب ليشعل سيجارة فقط و نظرت إليه فى السيارة وعرفت السبب |
Sonra seni bu kıyafetlerle görünce güzelliğinle satın alacağımı anladım. | Open Subtitles | وعندما رايتك ترتدين مثل هذا وعرفت ان جمالك سيشتريه لي |
Ve pek çok bilim insanının aynı zamanda bir tarihçi olduğu gerçeğini öğrendim. | TED | وعرفت أن، في الواقع، الكثير من العلماء المؤرخون أيضا. |
öğrendim ki, her yıl iki milyar kg iade kıyafetin serüveni, katı atık depolama sahasında bitiyordu. | TED | وعرفت أن كل عام، 4 مليار جنيه من الملابس المُرَدّة ينتهي بها الحال في النفايات |
Ateş eden kişinin suya atladığı noktada biraz toprak buldum. | Open Subtitles | لقد نقبت في بعض التربة وعرفت من أي نقطة دخل القاتل في الماء |
O zaman onun kalbinin içini görmüş ve Apophis'e tapmadığını anlamıştım. | Open Subtitles | نظرت في قلبة وعرفت أنه ان يعبد أبوفيس أكثر من ذلك |
Şüpheli olacağını biliyordun, ve röntgen isteyeceğimizi de. | Open Subtitles | انت عرفت بانك ستكوني المشتبه بها وعرفت باننا سنطلب اشعة سينية |
Şöyle bir adam gibi bakınca bana işlerin tıkırında olduğunu anladı bence. | Open Subtitles | لمحةٍ لشيءٍ ما أعتقد بأنّها نظرت إليّ بشكلٍ ملائم وعرفت بأنّها أطلّت على شيءٍ جيّد |
Yıllar geçti ve hissettiği, içinde tuttuğu duygular zamanla büyüdü, birikti, artık ailesine açılması gerektiğini biliyordu. | TED | مرت الكثير من السنوات والمشاعر التي كانت تشعر بها وتحملت كل هذا وهي تنمو وتنمو، وعرفت أنها لابد أن تخبر عائلتها. |
Sonra sizi sokakta gördüm ve her şeyin olması gerektiği gibi olduğunu anladım. | Open Subtitles | ثم رأيتك في الشارع وعرفت ان كل شيء سار كما يجب ان يكون |
Sayın Başkan, Eşinize şöyle bir bakınca mükemmel bir zevke sahip olduğunuzu anladım. | Open Subtitles | سيددي الرئيس بعد نظرة واحدة إلى زوجتك وعرفت انك رجل ذو ذوق رائع |
Ama sonrasında cesedi bulundu. anladım ki geçmişi onun peşini bırakmamıştı. | Open Subtitles | ثم تم العثور على جثته وعرفت أن ماضيه قد لحق به |
Ve o an anladım, kaybolmuş bir ruhun, ...hangi vücutla yeniden doğmak istediğini. | Open Subtitles | وعرفت عندها كيف تشعر الروح الضائعة عندما تدرك بأي جسد تتمنى أن تتقمص |
Ve o an anladım ki bunu aşabilirdik. | TED | وعرفت في تلك اللحظة، أننا سوف نتجاوز هذه الأزمة. |
Bir duvarcının çırağı olmuştum ve şakülü orda öğrendim, gönye ve tesviye aleti. | TED | تدربت مع نجاراً, وعرفت عن المربع والمستوى العمودي |
17 yaşımda soygun ve cinayetten tutuklandım. Bir süre sonra öğrendim ki finans, hapishanede sokaktakinden daha fazla söz sahibiymiş. Bende bunun içinde olmak istedim. | TED | فى سن السابعة عشر تم اعتقالي بتهمتي القتل والسرقة وعرفت بعدها أن حكم الماديات في السجن أكثر منه في الشوارع، لذا أردته. |
Sonra Luthor'la beraber olduğunu öğrendim ve seni o sahtekardan kurtarmam gerektiğini fark ettim. | Open Subtitles | ثم عرفت أنك مع لوثر وعرفت أن علي إنقاذك من ذلك المحتال |
Karımın taşındığını duydum ama onu buldum. | Open Subtitles | وعرفت ان زوجتي ابتعدت عني ، لكنني وجدتها |
O kapıdan girdiğinde o an gideceğini anlamıştım. | Open Subtitles | . لقد خرجت من الباب , وعرفت مباشرة انك ستغادر |
Bernie'yi tanıyordun, ve bu bandın üstünde hiç bir şey yoktu. Ve parmakları nerede bulacağını biliyordun. | Open Subtitles | ولم يكن هناك شيء، على شريط الفيديو وعرفت أين تجد الإصبع. |
Seni kendi kriz haline benzeyen bir durumda gördü pijamalar içinde, depresyonda bu durum hamilelikle alakalı olmalıydı ve o durumunu görür görmez anladı. | Open Subtitles | رأت أنّكِ كنتِ في محنة بطريقة ما مثل محنتها كنتِ بلباس النوم، كنتِ مكتئبة كان الاكتئاب متعلّقاً بالحمْل وعرفت ذلك مباشرةً |
O, nasıl dinleyeceğini ve gerekeni elde etmek için nasıl doğru soru soracağını biliyordu. | TED | عرفت كيف تنصت، وعرفت كيف تطرح السؤال الصحيح للوصول إلى ماهي بحاجة إليه. |
Ve bunu yaptığımı söylersem üzüleceğini de biliyordum. | Open Subtitles | -لا وعرفت أنك ستستائين لو أخبرتك بما أنوي فعله |