Kısca bu hizmet, siz öldükten sonra Facebook'a koyulacak bir mesaj ya da video hazırlatıyor. | TED | وبالتالي ما تقوم به هذه الخدمة، بكل بساطة، هي أنها تسمح لك بإنشاء رسالة أو فيديو يمكن نشره على الفيسبوك بعد وفاتك. |
Bu ampulün ömrü o kadar uzun ki, siz öldükten sonra bile ışık vermeye devam edecek. | Open Subtitles | هذا المصباح سيستمر في الإضاءة حتى بعد وفاتك أيها السادة ، عندما تتعاركون بهذا الشكل الرجولة تبكي |
Sanırım, ölümün başına gelen en gerçek şey olacak. | Open Subtitles | أظن أن وفاتك ستكون أسرع شئ حقيقي يحدث هنا |
Paylaştığımız ve senin duygusuzca attığın anılar Öldüğün güne kadar peşinde olacak. | Open Subtitles | ذكريات ما تشاركنا به وابتعادك بقسوة قلب.. ستطاردك بلا شك حتى وفاتك |
Pekâla bunun bir kadın sesi olduğunu, senin ölümünü içeren bir hikâye anlattığını modern bir yapıda olduğunu ve İngilizce olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | إذاً نعرف أنه صوت امرأة القصة تتضمن وفاتك إنها حديثة إنها بالإنجليزية |
Annen senin ölümünden kendini suçladı. Çöküş yaşadı. | Open Subtitles | لقد الامتك انتي على وفاتك لقد حصلت لها فترات سيئة |
Bir tanesi bunların nasıl öleceğini yazıyor. | Open Subtitles | وبعدها تسجّل إحداهن وفاتك في دفتر أعمالها اليومي |
ölmeden önceki günden bahset mesela. | Open Subtitles | مثل، إخباري عن اليوم الذي سبق يوم وفاتك. ما الذي تتذكرينه؟ |
Arabadan şu an çıkmak ölümünle sonuçlanacaktır. | Open Subtitles | ترك السيارة في هذا التوقيت سوف يؤدي إلى وفاتك |
Ya da belki de açık arttırma düzenleyecek zamanın olmaz ve sen öldükten sonra bedavaya bize kalır her şey. | Open Subtitles | ومن الممكن ألا تعيشي حتى المزاد ونحصل عليها مجانًا بعد وفاتك |
öldükten sonra, hücrelerin damarlara potasyum sızdırmaya başlar. | Open Subtitles | بعد وفاتك تبدأ خلاياك بتسريب البوتاسيوم عبر شعيراتك الدموية |
Görmekte zorlandığı tek şeyse sen öldükten sonra sana ne olduğuydu. | Open Subtitles | والشئ الوحيد الذي لم يستطع رؤيته، هو ما حدث لك بعد وفاتك. |
Sen öldükten sonra bana göz kulak olmasını, gülümsetmesini ve hayatıma devam etmem için yardım etmesini istedin. | Open Subtitles | طلبت منه العناية بي وأن يجعلني أبتسم وأن يساعدني على المضي بحياتي بعد وفاتك. |
Bence senin ölümün, başına gelen ilk gerçek şey olacak. | Open Subtitles | أظن أن وفاتك ستكون أسرع شئ حقيقي يحدث هنا |
Bunu ölümün sonrası organ bağışı olarak düşün. | Open Subtitles | فكّر بالأمر على أنه تبرع بالأعضاء بعد وفاتك |
En güzel günlerden biri Öldüğün günün ertesi günüymüş. | Open Subtitles | إتّضح أنّ أفضل يوم من حياتك هو اليوم الذي بعد وفاتك. |
Sen Öldüğün gün benim ölmem de dahil. | Open Subtitles | بما في ذلك ضياع حياتي, يوم وفاتك. |
İnsanlar kendileriyle yaşar ve ölürler. Sen ölümünü çok erkenden ilan ettin abi. | Open Subtitles | أما أنت فقد أعلنت وفاتك منذ زمن بعيد |
David, pes etme. Belki ölümünden sonra sahneye konulur. | Open Subtitles | "دافيد " ، لا تيأس منها ربما سيتم إنتاجها بعد وفاتك |
Bir tanesi bunların nasıl öleceğini yazıyor. | Open Subtitles | وبعدها تسجّل إحداهن وفاتك في دفتر أعمالها اليومي |
Sen ölmeden açmayacagima söz veriyorum. | Open Subtitles | أوعدك بألا أفتحها إلا بعد وفاتك |
Ben her şeyi senin ölümünle elde edeceğim! | Open Subtitles | أما أنا فأحصل على كل شىء فى حال وفاتك |
Amerikan pasaportunuz, sosyal güvenlik kartınız, doğum ve ölüm sertifikanız. | Open Subtitles | جوازك الأمريكي ، بطاقتك للضمانالإجتماعي.. شهادة ميلادك ، وشهادة وفاتك |
Siz kızınızın sizin ölümünüzü, onu terketmenize göre daha kolay kabul edeceğini düşündünüz. | Open Subtitles | هل أعتقدت من الأسهل لها تقبل وفاتك من هجرانك ؟ |
Öleceğiniz güne kadar metal tabakta yemek yiyeceksiniz. | Open Subtitles | ستأكل من على صحن معدني حتى يوم وفاتك |
Çok sayıda hesaplama yaptım ve şu ana dek ölme olasılığını büzücü kasın kasılana dek 300'de bir buldum. | Open Subtitles | حسناً، كنت أقوم ببعض الحسابات، و حتى اللحظة أوصلت إحتمال وفاتك من أي سبب كان حتى إلى الشد في العضلة العاصرة |