ويكيبيديا

    "وفاته" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ölmeden
        
    • öldüğü
        
    • ölüm
        
    • öldükten
        
    • ölümünü
        
    • öldüğünde
        
    • ölümünün
        
    • ölümüne
        
    • ölü
        
    • öldüğünü
        
    • öldü
        
    • ölmüş
        
    • ölümüyle
        
    • öldüğünden
        
    • vefat
        
    Ama telefon kayıtlarına göre ölmeden hemen önce üç arama yapmış. Open Subtitles لكن سجلات هاتفه تظهر أنه أجرى ثلاث مكالمات قبل وفاته مباشرةً.
    ölmeden önceki hemoglobin ve hematokrit sayımlarını tam olarak söyleyemeyeceğim. Open Subtitles لا يمكنني إخباركما بعدد الهيموجلوبين أو الهيماتوكريب بالضبط قبل وفاته
    Arka cebinde bulduğumuz bu kamerayla öldüğü gün çekim yapılmış. Open Subtitles هذه الكاميرا الرقمية التي وجدت في حقيبته أؤخذت يوم وفاته
    Birini canlı gömmek yanlış ölüm teşhisi olsa bile olamaz. Open Subtitles حتى لو اعلن وفاته بطريق الخطأ هناك اكثر من اختبار
    Bu genelde birisi soğuk bir otomobilde öldükten hemen sonra bulunursa olur. Open Subtitles وهذا مايحدث عندما يُكتشف شخص ما بعد وفاته مباشرة في سيارة باردة
    Şey, gazetelerde ölümünü okudum, ve kendimi çok kötü hissettim. Open Subtitles قرأت خبر وفاته في الصحف - وشعرت بالاستياء - شكراَ
    ölmeden 36 saat öncesi içerisinde 212'li bir numara ile düzinelerce kez konuşmuş. Open Subtitles ولاحظت عشرات المكالمات من وإلى عدد 212 في غضون 36 ساعة من وفاته.
    ölmeden birkaç ay önce Bob beni aradı, çok korkmuştu. Open Subtitles قبل وفاته ببضعة اشهر بوب اتصل بي وكان خائف جدا
    Bir şey ya da birini vurmak Sadece ölmeden önce. Open Subtitles لقد قام بضرب شئ او شخص ما قبل وفاته بقليل.
    Avukatı ile bir görüşme ayarladı ölmeden bir gün önce. Open Subtitles كان على موعد مع محاميه لتغيير وصيته قبل يوم وفاته
    öldüğü gece dairesine gittim bunu cesedinin yanındaki kahve sehpasının üzerinde buldum. Open Subtitles بليلة وفاته ، توجهتُ الى شقته ووجدتُ هذا على الطاولة المجاورة لجثته
    Kimberly Sullivian, kardeşinin öldüğü gece o ve kardeşinin şarap içtiklerini söylemişti. Open Subtitles تعرف,كيمبرلي سوليفان قالت انها و شقيقها كانا يحتسيان النبيذ في ليلة وفاته
    ölüm sırasında oluşmuş bağ izleri. Maktul öldüğü sırada bağlıymış. Open Subtitles علامات ربط قرابة زمن الوفاة، كان الضحية مُقيداً عند وفاته.
    Sahte bir ölüm yaratmak ne kadar zordur, biliyor musun ? Open Subtitles هل تعرف كم هو من الصعب أن يزور أحدهم وفاته ؟
    Her neyse o öldükten sonra donanmanın eski tadı kalmadı. Open Subtitles على كل حال, بعد وفاته.. البحرية لم يشعروا بنفس الشعور.
    Bir adam çölün ortasında ölü yatıyor yanında açılmamış bir paket var o ölümünü açıklıyor. Open Subtitles وجد رجل ميت فى الصحراء كل ما كان معه رزمة والتى تفسر سبب وفاته
    Francis öldüğünde İskoya için başka bir müttefik bulmanın ilk görevin olduğunu biliyordu. Open Subtitles فرانسس كان يعرف بأن البحث عن حليف كان اول شيء ستفعلينه بعد وفاته.
    Sonra adamın kokmuş balık yediğini ve ölümünün çok doğal olduğunu öğrenirler. Open Subtitles ثم سيكتشفون أنه تناول سمك معلب و أن وفاته كانت بأسباب طبيعية تامة
    Taş attığını itiraf etmeyi reddettiği için dövüldü ve nihayetinde, hapishaneden salıverildiğinde ölümüne sebep olan bir takım iç yaralanmaları vardı. TED تم ضربه حين رفض الاعتراف برميه للحجارة، وبالنتيجة، تعرض لإصابات داخلية أدت إلى وفاته مباشرة بعد أن أطلق سراحه.
    Çünkü şey, eğer 3 yıl beklerseniz... onu ölü ilan edebilirsiniz. Open Subtitles لأنه إذا إنتظرتي لثلاث سنوات فقط ، فيمكنكِ أن تعلني وفاته
    Elimde doğum belgesinin kopyasıyla... ..öldüğünü bildiren resmi belgenin bir kopyası var. Open Subtitles معي نسخة عن شهادة ميلاد الابن و نسخة رسميّة عن شهادة وفاته
    Trajik bir durum çünkü, o ve kız arkadaşı öldü, çünkü ayı gibi davranmaya çalıştı. Open Subtitles مأساة بسبب وفاته هو و صديقته أراد ان يصبح دبا و يتصرف مثلها
    Kurbanımızda boğulma emaresi yok, ancak nefes alamama sebebiyle ölmüş. Open Subtitles لا يوجد أي دليل من الخنق على مركز فيينا الدولي لدينا، بعد وفاته مختنقا.
    Sürücü ölümüyle sonuçlanacak bir iç kanama geçirmektedir. Open Subtitles عانى السائق إصابات داخلية مما أدى إلى وفاته.
    Erkek arkadaşın öldüğünden beri ilk kez ailesiyle oturup konuşabildin. Open Subtitles كنت قادرة على الجلوس والتحدّث معهم لأول مرة منذ وفاته
    O vefat ettikten sonra beni yerleştirmeyi düşündüğü kilise boşaldı ancak oğlu babasının vasiyetini yerine getirmeyi açıkça reddetti. Open Subtitles ولكن بعد وفاته وبعد أن أصبحت وعوده وهو حى بلا قيمة رفض أبنه أن يفى بوعود أبيه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد