Yesrib'den bir heyet etkili bir adım atarak... Muhammed'i kendi şehirlerine davet ettiler. | Open Subtitles | وكان وفد من أهل يثرب قد أخذ قراره بدعوة محمد للإنتقال الى مستوطنتهم |
gerçekten bay lamba aşcılığımla dalga geçtirmem çok yakında japonyadan bir heyet gelecek | Open Subtitles | يمكنني القيام بهذا بمنتهى السهولة. سيد بابلو .. هناك وفد ياباني سيحضر إلى هنا قريباً جداً |
Babam; o aktörün Vatikan heyetinin, üyesi olduğuna inanmış. | Open Subtitles | أبى أقتنع أن هذا الممثل جزءاً من وفد الفاتيكان. |
Bu arada Zenda'nın belediye başkanı size saygılarını sunmak için sadık köylü heyetinin başında dışarda bekliyor. | Open Subtitles | بشكل طارئ .. فإن عمدة مقاطعة زندا .. بالخارج ليقدم إحتراماته على رأس وفد من ... |
En sonunda Madronas'a 3 kişilik bir temsilci heyeti gönderip uygun bir tahliye yeri olup olmadığına karar vermeyi kabul ettiler. | Open Subtitles | حسنا، أخيرا وافقوا على إرسال وفد من ثلاثة أشخاص إلى مادروناس لتقييمه كموقع إخلاء. |
Majestelerinin delegasyonu, Güney Avrupa delegasyonunu büyük bir sabırla dinledi. | Open Subtitles | وفد صاحبة الجلالة إستمع بصبرِ ..... إلى الحوار الأوروبى الجنوبى |
...yani genç gazetecilerden birini göndermek için heyetin gücünü kullandı. | Open Subtitles | لذا سأستخدم قوة بأرسال وفد من صغار الصحفيين. |
Sovyetler Birliği'ndeki 1. Kolordu delegeleri cenaze törenine katıldılar. | Open Subtitles | # وقد حضر جنازة الظباط وفد كبير # # من الجنرالات البولنديين # |
Çinli Bilim Adamlarından oluşan bir delegasyon Sorbonne Üniversitesini ziyaret edecek. | Open Subtitles | وفد من العلماء الصينيين "يزور جامعة الـ"سوربون |
Alman delegasyonunun teklifi de bu şekilde. | Open Subtitles | وتقدم وفد ألمانيا للتوقيع على قانون الاستسلام غير المشروط |
Bay Bailey, Irak'taki heyet başkanı olarak bize gidiş amacınızdan bahseder misiniz? | Open Subtitles | سيد بيلي ، بصفتك رئيس وفد الأمم المتحدة في العراق هل يمكن أن تخبرنا قليلاً عن طبيعة هذه الزيارة ؟ |
Yarın köyden bir heyet gelecek. Posta müdiresine rastladım. | Open Subtitles | سنستقبل وفد من القرية غداً ذهبت لمكتب مديرة البريد |
Mikkei heyetinin bir üyesi olarak cevabım evet. | Open Subtitles | أجل , سوف أكون عضوه في وفد شركة ميكي |
Inazagi heyetinin gözünün önünden onu nasıl çekip alacağız? | Open Subtitles | كيف يُفترض بنا اخراجها أمام مرأى وفد " انزاغي " ؟ |
Bir Japon heyeti şu anda Washington'da Çin'den çekilmek için anlaşma sağlamaya çalışıyor. | Open Subtitles | وفد "ياباني" رسمي في "واشنطن" الآن وهم يحاولون أن يتفاوضوا الإنسحاب من "الصين". |
Bu maksatla, Haşimi krallığının hükümdarı Prens Nabil hazretlerinin önderlik ettiği bir ticaret heyeti de Denizaşırı Ticaret Şurasından bakanlarla birlikte hazır bulunacak. | Open Subtitles | وتحقيقا لهذه الغاية، وفد تجاري بقيادة صاحب السمو ولي العهد الأمير نبيل من الممالك الهاشمية المتحدة، |
Eğer köy heyeti büyükbabamın zamanında eve gelseydi, ...onun kahyasına böyle bir şey teklif ederler miydi? | Open Subtitles | هل سيأتي وفد من القرية على زمن جدّي ليطلبوا من خادمه رئاسة لجنة؟ |
Büyükelçi, Dünya delegasyonu beni hiç bir tehlike olmadığına ikna etti. | Open Subtitles | سياده السفير وفد الأرض أقنعنى أنه لايوجد خطر |
- Size, bugün, aileler delegasyonu olduğunu söylemek istemiştim. | Open Subtitles | هذا الصباح أتانا وفد من الآباء |
Morelos'tan bir heyetin bir ricası var. | Open Subtitles | - وفد من ولاية " موريلوس " و معهم إلتماس |
Küçük bir temsilci grubumuz var sizinle özel bir konuşma yapmak istiyorlar. | Open Subtitles | أوه نحن فقط عِنْدَنا وفد صغير ذلك يوَدُّ أَنْ يَأخُذَ كلمة خاصّة مَعك. |
Yuri Suvarov'un delegeleri birazdan gelecek. | Open Subtitles | وفد (يوري سوفاروف) سيصل حالاً |
- Bu amma da kalabalık bir delegasyon olmuş, ben sadece seni çağırmıştım Carpenter. - Biliyorum. | Open Subtitles | ـ هذا وفد كامل ، أنا فقط أرسلت لك وحدك ، يا (كاربينتر) ـ أعرف |
Türk delegasyonunun başkanı gibi davranarak savaş gemisine binen mi? | Open Subtitles | ألم يركب سفينة حربية وتظاهر بأنه قائد وفد تركي؟ |
Buradaydım. Tayvanlı bir ticaret heyetiyle konferans görüşme yapıyordum. | Open Subtitles | هنا، كنت بمؤتمر رسمي عبر الهاتف مع وفد تجاري من "تايوان" |