Bu çalışmaların birinde, zengin ve fakir toplum üyelerini laboratuvara getirdik ve her birine 10 dolar verdik. | TED | في واحدة من الدراسات، أحضرنا أغنياء وفقراء أفراد من المجتمع إلى المختبر. وأعطينا كل واحد منهم ما يعادل 10 دولارات. |
Amerikadakiyaşlıinsanların hasta ve fakir oldukları ve onları desteklemek, için alınan karar doğruydu, direk refah düzeyini düzeltmek için değil, sağlık sistemini düzeltmek için. | Open Subtitles | كان هنالك إدراك في أمريكا بأن كبار السن مرضى وفقراء وأُتخِذ القرار لمساندتهم |
Harlan ilçesinin zengin ve fakir insanları itibarının düşmesine, rüşvet yemene hayret edecek. | Open Subtitles | أشخاص في " هارلن " أغنياء وفقراء سوف تتعجب من إنحطاطك وفسادك |
Amerika'da yaşlı ve yoksul olmaktan başka bir şansınız olsun istiyorsanız kendi kendimizi ve birbirimizi kurtarmak zorundayız. | TED | لتكون أمامنا فرصة لفعل شيء عدا كوننا كبار سن وفقراء في أمريكا، علينا حماية أنفسنا وحماية بعضنا البعض. |
İnanın şaka yapmıyorum, sormak için gönderilen anketteki ilk soru, "Amerika'da bir siyahi ve yoksul olarak nasıl hissediyorsunuz?" şeklindeydi. | TED | وأول سؤال كان، من غير مزاح، "ما هو شعوركم أن تكونوا سود وفقراء في أمريكا؟" |
Savaş şefleri. Zengin ve fakir. | Open Subtitles | رؤساء حرب أغنياء وفقراء |
Savaş Şefleri. Zengin ve yoksul. | Open Subtitles | رؤساء حرب أغنياء وفقراء |