Aynı zamanda bu büyük resmi göz önüne alınca farkı anladığım ilk zamandı. | TED | وفهمت أيضًا لأول مرة الفروقات التي تصنعها عندما نضع بعين الاعتبار الصورة الأكبر. |
Ayrıca anladığım kadarıyla, kazandığın takdirde ödülü genç Patty Duke'un kabul etmesini talep etmişsin. | Open Subtitles | وفهمت أيضاً أنكِ طلبتِ من الصغيرة باتي دوك بأن تقبل الجائزة عنكِ إن فزتِ |
"Hayatımda hiç bu kadar çok çalıştığım ama bu kadar az anladığım bir yerde olmamıştım. | Open Subtitles | لم أعمل بجد في حياتي" "وفهمت قليلاً جداً |
Güçlü bir amacım olduğunu anladım, bu deneyimi herkese anlatmam gerekiyordu. | TED | وفهمت بأنني أملك مهمة كبيرة، وهي أن أُبلّغ هذه التجربة للجميع. |
anladım ki, fotoğraf haberciliği, kendine özgü bakış açısıyla haberleri duyurma yeteneğine sahip. | TED | وفهمت أن التصوير الوثائقي لديه القدرة على ترجمة الأحداث من وجهة نظرها |
Ve Beyaz Yarasanın beyaz guanosu olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | وفهمت بعد ذلك ان للوطواط الابيض ذرق ابيض |
Ve Beyaz Yarasanın beyaz guanosu olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | وفهمت بعد ذلك ان للوطواط الابيض ذرق ابيض |
- Güvenlik kayıtlarını inceledik ve anladığım kadarıyla birçok çalışan binaya ön kapıdan giriş-çıkış yapıyor... | Open Subtitles | -تفقدنا مع الحراسة ، وفهمت أن معظم الموظفين يدخلون ويخرجون |
Ama kendimi geliştirdikçe kökenini ve hikâyesini anladım, tasarımın ardındaki niyeti ve niçin yumruk olduğunu ve diğer her şey... | TED | ولكن بعدما زادت معرفتي وفهمت جذور وأصل والقصد من تصميم المشط ورمزية القبضة المرفوعة وغيرها من الأمور. |
Afrika'ya karşı bu özel ilginin nereden geldiğini anladım şimdi. | Open Subtitles | وفهمت لماذا بدأنا نهتم جدا بأفريقيا فجأة |
anladım ki daha fazla soru sormadan koliyle derhal dışarı çıkmalıydım. | Open Subtitles | وفهمت ان لايجب ان أطرح المزيد من الاسئلة فقط ان أكمل نقل مقتنيات اليهود |
Hayatımda ilk kez, bir evin ne demek olduğunu anladım. | Open Subtitles | وفهمت لأول مرة طيلة حياتي البائسة ماذا يعني الوطن |