Yani, elbette bana sadık kalacaksın, değil mi? | Open Subtitles | أعني بأنّكِ سوف تكونين وفيّة معيّ، صحيح؟ |
Lakin, senin için tamamıyla değersiz birine sadık kaldın. | Open Subtitles | لكنكِ ظللتِ وفيّة لرجلٍ لا يستحقكِ أبدًا |
Altı aydan daha kısa süre içinde O'nun beyin takımına girdin Tanrı bilir neden ve yapman gereken tek şey sadık kalmaktı. | Open Subtitles | لا يعلم السبب إلاّ الله، وكلّ ما كان عليكِ فعله هو أن تظلّي وفيّة! |
Ve ona sadık olacağıma yemin ettim. | Open Subtitles | و سأكون وفيّة له. |
Size ihanet etmeyecektir. sadık biri. | Open Subtitles | لن تقوم بخيانتك، إنها وفيّة |
Oldukça sadık canlılardır. | Open Subtitles | إنّهم مخلوقاتٌ وفيّة. |
sadık kalması için para ödüyorum ona. | Open Subtitles | إنني أدفع لها كي تبقى وفيّة. |
Çok sadık birisin. | Open Subtitles | إنّكِ وفيّة جدًّا. |
sadık hayvanlardır onlar. | Open Subtitles | إنّهم وحوشٌ وفيّة. |
- Kaja, sadık biriydi. - sadık demek. | Open Subtitles | -كانت (كاجا) وفيّة |