Ve sabah kahvaltıya güzel bir şekilde ineceksin | Open Subtitles | وفي الصباح, عليك المجيء بكل جمالكِ للفطور |
Kendini daha iyi hissedeceksin, söz veriyorum Ve sabah olduğunda seni polise götürürüz. | Open Subtitles | سوف يجعلكِ تشعرين بالراحة، أعدكِ وفي الصباح سنأخذكِ إلى المأمور |
Ama adam cevap vermemiş Ve sabah hiçbir şey hatırlamamış. | Open Subtitles | ولكنه لم يجبها، وفي الصباح التالي كان قد نسي كل شيء |
Şuraya kıvrılırım, ve sabahleyin toplarım, ...hepsi bu, ve sonra buradan giderim. | Open Subtitles | فقط عليّ النوم هنا وفي الصباح أستيقظ ومن ثم أرحل من هنا. |
Muhafızlar çocukları gece yatağa koyduklarını, ve sabahleyin gitmiş olduklarını söylediler. | Open Subtitles | الحراس قالوا أنهم وضعوا الولدان في السرير ذات ليلة وفي الصباح كانا قد أختفا |
Ertesi Sabah da her ikisi de orayı terk ediyor. | TED | وفي الصباح التالي، كلاهما كان قد رحل |
Ve sabah olunca da... sana börek açarım. | Open Subtitles | وفي الصباح... ... سأعد لك المعجنات |
Bulaşık makinesinden temiz bardakları alıp dolaba sıralamak Ve sabah ailemin onları kullanışını görmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أخذ أكواب نظيفة من ماكينة غسيل الصحون ووضعها في خزانة المنزل وفي الصباح التالي أريد مشاهدة زوجتي تشرب منه |
Ofisini topla Ve sabah oraya rapor ver. | Open Subtitles | قومي بتسليم مكتبـُـك وفي الصباح أذهبي لتستلمي الوظيفة الجديدة |
Duyduğuma göre bütün gece uyumadı Ve sabah onu görmeye gelen Afrikalı gruplarla konuştu ve ona tapıyorlardı, o bir Tanrı'ydı. | Open Subtitles | 'وبقي فوق كل ليلة من ما سمعت ، 'وفي الصباح تحدث ل المجموعات الأفريقية الذين كانوا قد حضروا لرؤيته ، 'وأنها أكثر من التبجيل له ، أنه كان إلها. |
Ve sabah, evine uyumaya geleceğim. | Open Subtitles | وفي الصباح سأجيء للنوم في شقتك |
Ve sabah olduğunda, ona saati vermiştim. | Open Subtitles | وفي الصباح لقد قمت بأعطائه الساعه |
Ve sabah, resmi bir soruşturma başlatacağız. | Open Subtitles | وفي الصباح سنبدأ تحقيقًا رسميًا. |
Müzik onları uyandırıyor, işe koyuluyorlar ve sabahleyin kızının tekrar canlandığını görüyorsun. | Open Subtitles | وأيقظتهم الموسيقى فبدأت العمل، وفي الصباح وجدتها قد إنتعشت |
O halde birşeyler içelim ve sabahleyin herkes bizi öğrenmiş olsun. | Open Subtitles | وفي الصباح سوف يعرف الجميع بأمرنا |
Ama daha öpmeye bile fırsat bulamadan arkadaşları onu götürmüş ertesi Sabah da Paris'e gitmek için yola çıkmış. | Open Subtitles | لكن قبلَ أن يجدَ فرصةً لتقبيلها حتى صديقاتها اخذنها بعيداً "وفي الصباح التالي غادرت لـ"باريس |
Bu gece Amfoterisin B vermeye başlayın Sabah da güneşi doğmadığı yere skopla girip yermantarı bulabilecek misiniz bakın. | Open Subtitles | (ابدأوا الليلة بـ(أمفوتيرسين ب وفي الصباح قوموا بالتنظير حيث لا تشرق الشمس أبدا |
Sabah olunca da beni eve götürmüştün. | Open Subtitles | وفي الصباح أعدتني للمنزل |