"وفي بداية" - ترجمة من عربي إلى تركي

• başında
• yüzyılın başlarında

Böylece bu kampanyanın bir sonucu olarak 80’lerin başında ticari balina avcılığı yasaklandı.
وهكذا وفي بداية الثمانينات كان هناك فرض حظر على صيد الحيتان لأغراض تجارية التي قويت نتيجةً لهذه الحملة.

Raskolnikov fakirlik içinde yaşıyor ve hikâyenin başında, çalışmalarına devam etmesini sağlayacak kaynağı bitiyor.
يعيش راسكولنيكوف في فقر مدقع، وفي بداية القصة نفدت منه الأموال ولم يقدر على مواصلة دراسته.

ve Avrupa'dan istekler aldı. Bu yılın başında, Avustralya'daki Yeşil Parti'den bir istek aldı. Onlar da bunu kampanyalarında kullandılar ve tartışmanın sonucunda Avustralya meclisinde dünyanın en titiz karbon vergi rejiminin kabul edilmesi sağlandı.
وفي بداية هذا العام، حصل على طلب من "حزب الخضر" في أستراليا الذي استخدمه في حملته حيث أصبح طرفا في النقاش الذي أدى إلى تبني البرلمان الأسترالي لنظام ضريبة الكربون الأشد حزما في العالم.

Bu kuşlar harika, ama Everglades'te gerçekten zor zamanlar yaşadılar, çünkü Florida Koyu'nda binlerce yuvalanan çift olarak başlayıp 20. yüzyılın başında ikiye indiler -- yuva yapan iki çift.
هذه طيور رائعة لكن تواجه وقتا عصيب في الايفيرجليد، ذلك أن الازواج المعششين في خليج فلوريدا كانت تبلغ الآلاف، وفي بداية القرن 20، تقلص تعدادهم الى اثنين-- اثنين من الزوج المعشش.

Ve yirminci yüzyılın başlarında, insan gücü uçuş arayışları bügünün .com'ı gibiyidi.
وقديما وفي بداية القرن العشرين، كان هوس الناس بالتحليق كهوس الناس بالأنترنت اليوم.

Projenin en başında şunu söyledik: "Yapmamız gereken şey ölçeklenebilir olmalı, 15 bin okulun hepsinde işe yaramalı."
لذا وفي بداية المشروع، ما قلناه هو، "مهما يتعين علينا القيام به يجب أن يكون قياسياً، ويجب أن يعمل في جميع المدارس ال15000 ".

Lauda yarışın başında kaybettiğini düşündüğümüz formuna geri kavuşuyor.
(لاودا) بدأ يستعيد مستواه وفي بداية السباق ظننا أنه خسر.

Ve bunun başında Danny'nin parladığını görüyorsunuz.
وفي بداية ذلك نرى (داني) يشع

20. yüzyılın başlarında, şeker hala daha özel bir ikram olarak görülüyordu... çaya veya bir bardak kahveye katabileceğiniz bir şey gibi... ancak daha sonra, 1955'te meydana gelen bir olay bizim günümüzde yemekte olduğumuz şeker miktarını önemli ölçüde etkiledi.
وفي بداية القرن الثاني عشر استمر النظر للسكر على أنه مُحلي حاجة تضيفها الى كوب من الشاي أو القهوة

19 yüzyıl sonlarında, ve 20 yüzyılın başlarında
والآن, في آواخر القرن 19 وفي بداية عام العشرون