Zeki, acımasız ve hepinizi öldürmekten kaçınmayacak bir adamdı. | Open Subtitles | إنه ذكي وقاسي ولن يتردد أبدا بقتل كل فرد منكم |
Zeki, acımasız ve hepinizi öldürmekten kaçınmayacak bir adamdı. | Open Subtitles | إنه ذكي وقاسي ولن يتردد أبدا بقتل كل فرد منكم |
Harika bir durum, fakat aslında acımasız bir dünya. | Open Subtitles | انه أمر رائع لكنه عالم صعب وقاسي |
Mutlak karanlıkta geçen ayların sonu... ve güneş ışınları ağaçların arasından süzüldükçe, soğuk ve sert bir dünyayı aydınlatıyorlar. | Open Subtitles | إنها نهاية أشهر من فترة الظلام التام مع تسلل أشعة الشمس خلال الأشجار يتكشف عالم بارد وقاسي |
Benim etim lifli ve sert, saatlerce haşlamak zorunda kalırsın. | Open Subtitles | لحمي متليف وقاسي وعليك ان تغليني لساعات وساعات |
Bu üzücü, ve zor. | Open Subtitles | ذلك شئ محزن,وقاسي |
Uzun ve zor bekledi. | Open Subtitles | انه كَانَ إنتظار طويل وقاسي |
Can sıkıcı, sıradan, pis ve acımasız. | Open Subtitles | إنه قذر جداً وقاسي |
Fakat o çok kaba ve acımasız. | Open Subtitles | لكنه بخيل وقاسي |
Ve acımasız. Döndüğünü bilmiyordum. | Open Subtitles | وقاسي لم أعرف أنك تقف خلفي |
Zayıflar için daha da acımasız. | Open Subtitles | وقاسي على الضعيف. |
"Şevkatli ve acımasız, | Open Subtitles | "حنون وقاسي... |
O iri ve sert biriydi, en azından dışarıda. | Open Subtitles | هو كبير جدا وقاسي على الأقل من الخارج |
çok cıvık ve sert! | Open Subtitles | أنت مريض وقاسي |
"...dünya çok soğuk ve zor geldi." | Open Subtitles | بارد جدا وقاسي |