Onların, düşünmeleri gereken farkındalık ve dikkatleri olmadığını söyledi. | TED | وقال أنهم فقدوا الاهتمام أو الوعي لأخذها بعين الاعتبار. |
Bizi birlikten ayrılmayı istemekle suçladı ve buna izin vermeyeceklerini söyledi. | Open Subtitles | اتهمنا بأننا نريد الإنفصال وقال أنهم لن يسمحوا بذلك |
Sonra Gary beni ofisine çağırıp başta beni istediklerini, sonra çekime başladıklarını, ama ellerindekinden memnun olmadıklarını söyledi. | Open Subtitles | ثم دعا غاري لي في مكتبه يوم واحد وقال أنهم قد اقترب مني أصلا، ثم انها تريد اطلاق النار، وأنها لم تكن سعيدة مع ما لديهم، |
Babam güldü ve hamakta uyuya kaldıklarını söyledi. | Open Subtitles | ...ووالدي ضحك وقال أنهم ناموا على الأرجوحة |
Beni arayıp buraya geldiklerini söyledi. | Open Subtitles | لقد إتصل وقال أنهم في طريقهم إلى هنا. |
Şikago saldırısıyla bir alakam olduğunu düşündüklerini söyledi. | Open Subtitles | وقال أنهم يعتقدون أنني على علاقة بهجوم "شيكاغو" |
Orada kötü insanlar olduğu için senin Galler'e gönderildiğini söyledi. | Open Subtitles | وقال أنهم أرسلوكَ إلى (ويلز) لأنَّه كان هناكَ أناسٌ سيئون |
- Az önce Çalışma Güvenliği ve Sağlık Bakanlığı'ndan Ruben Weiss ile görüştüm ve haftalarca belki de aylarca annenin öldüğü bölgeye giremeyeceklerini söyledi. | Open Subtitles | - (لقد تلقيت الان اتصالاً من (روبن ويس- من (أوشا) وقال أنهم لن يتمكنوا من .دخول المنطقة التي توفيت فيها والدتك |
Ve şu adam, Roman, Steven öldükten iki gün sonra ortaya çıktı ve şirketten olduğunu ve Steven'ın tasarruflarına almak istediklerini söyledi. | Open Subtitles | وهذا الشخص (رومان) ظهر منذ يومين بعد وفاة (ستيف) وقال أنه من الشركة وقال أنهم يريدون مصادرة |
Davayı böldüklerini söyledi. | Open Subtitles | وقال أنهم "اقتسموها |