Adam, yan etkilerin diğer deneklerde görülmediğini ve garip bir kaza olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقال أنّه لا يوجد أحد آخر لديه أي آثار جانبية وكان حادث غريب |
Küçük bir sınav yapıp beni işe alabileceğini ama bunun senin kararın olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد أعطاني اختباراً صغيراً وقال أنّه موافق على تعييني لكنّ القرار راجع إليكَ |
Borcu geri ödeme konusunda biraz sıkıntı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقال أنّه يُعاني من مشكلة في سداد القرض. |
Sokaklarda, uyusturucu saticilarini ve zulalarini patlatan bir adamdan bahsedildigini duymus. | Open Subtitles | وقال أنّه سمع شائعات حول رجل في الشوارع يُفسد تجارة المخدرات ويغرق مخابئهم... |
Bunu diyeceğinizi söyledi ve cevap hayır randevunuz yok. | Open Subtitles | قال أنّكِ ستقولين هذا وقال أنّه ليس لكِ أن ترفضي |
Annesi şehir dışındaydı ve ardından bir şeyler yazması için zamana ihtiyacı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | غادرت أمّه المدينة. وقال أنّه يحتاج وقتاً للكتابة. |
Çok sinirlendi. Bunun ne suç için ne de para için olduğunu söyledi. | Open Subtitles | غضب منّي، وقال أنّه ليس مُجرم، وأنّ هذه السرقة لا تتعلّق بالمال. |
Güçlü bir ses altı patlayıcı düzeneği olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقال أنّه جهاز تفجير دون سرعة الصوت |
En iyisinin o olduğunu söyledi. Onu tutmam için bastırdı epey. | Open Subtitles | وقال أنّه الأفضل، وأصرّ على إستخدامه. |
Rumple bizi New York'da buldu, eski dostlarına ihtiyacı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | عثر (رامبل) علينا في "نيويورك" وقال أنّه بحاجة لبعض الأصدقاء الجدد |
Gordon, birkaç gün önce beni buldu. Yardımıma ihtiyacı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وجدني (غوردون) قبل يومين وقال أنّه يحتاج إلى مساعدتي |
2 gün önce Ted beni aradı ve başının belâda olduğunu söyledi. Yardıma ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | إتّصل بي (تيد) قبل يومين، وقال أنّه في ورطة، |
Bertram'la konuştum ve bunun iki tarafın da kazanacağı bir iş olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد غادرتُ مكتب (بيرترام) للتو، وقال أنّه مكسب للطرفين. |
Akşam 19:00 yayınında CBI'ın bir şüpheliyi tutukladığını açıkladıktan hemen sonra birisi gizli bir numaradan bana mesaj attı ve San Joaquin Katili olduğunu söyledi ve bu adresi verdi. | Open Subtitles | بعد برنامج الساعة السابعة، حيث سأعلن أنّ مكتب (كاليفورنيا) للتحقيقات لديه شخص بالحجز. راسلني شخص برقم محجوب، وقال أنّه القاتل (سان جواكين)، ثمّ أعطاني هذا العنوان. |
Tedavinin bir parçası olduğunu söyledi. | Open Subtitles | " وقال : "أنّه جزءٌ من العلاج |
Jason'un eşgalini tanıdı ve Jason'un orayı ziyaret eden kişilerden biri olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد تعرّف الآن على وصف (جيسون)، وقال أنّه كان واحد من مجموعة من الناس الذين اعتادوا على زيارة تلك الوحدة في ساعات مُتأخّرة من الليل. |
Dunlop Yatırım'daki bir bilgisayara girdi ve onları zayıf yaptığım için bunun benim suçum olduğunu söyledi. | Open Subtitles | إخترق خادماً في "(دانلوب) للإستثمارات" وقال أنّه خطئي لأنّه جعلتها عرضة للهجمات... |
Sokaklarda, uyuşturucu satıcılarını ve zulalarını patlatan bir adamdan bahsedildiğini duymuş. | Open Subtitles | وقال أنّه سمع شائعات حول رجل في الشوارع يُفسد تجارة المخدرات ويغرق مخابئهم... |