Ekibimden Boone buraya geldiğinde, bunun bir geçit olduğunu söyledi. | Open Subtitles | بلدي الطاقم، بون، عندما جاء إلى، وقال انه كان بوابة. |
Yaşayabilmek için tek şansının bu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقال انه كان فرصته الوحيدة للبقاء على قيد الحياة. |
Rahip çıkarken onun sakin olduğunu söyledi. | Open Subtitles | الكاهن وقال لي يمكنك السماح له بالذهاب. وقال انه كان هادئا. |
Çok küçük bir tümör olduğunu söyledi ve vakit çok geç olmadan da farkedilemezdi dedi. | Open Subtitles | وقال انه كان صغيرا جدا ولم نكن سنعرف عنه حتى فوات الأوان |
Evime geldi ve Federal Göğüs Denetçisi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | هو ظهر عند بابي وقال انه كان مفتشاً اتحادياً |
Kütüphaneye gitmek için çıktı ama arayıp spor salonunda olduğunu söyledi. | Open Subtitles | خرج للذهاب إلى المكتبة، لكنه أتصل فقط وقال انه كان في الصالة الرياضية |
Odasında kitap okuduğunu ve yalnız olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقال انه كان وحيدا فى غرفته يقرأ |
Ben ve benim gibi çocuklar için planları olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقال انه كان خطط للي والأطفال مثلي. |
Detektif Crews aradı ve burada olduğunu söyledi. | Open Subtitles | المحقق "كروز" تلقى البلاغ وقال انه كان هنا |
Detektif Crews aradı ve burada olduğunu söyledi. | Open Subtitles | المحقق "كروز" تلقى البلاغ وقال انه كان هنا |
Hayatının en iyi günü olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقال انه كان أفضل يوم من حياتها. |
Arabasının yanında olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقال انه كان في مكان قريب، في سيارته |
Mission Hills'teki bir polis problemli bir çocuk olduğunu söyledi... kötü bir çevresi varmış. | Open Subtitles | تغلب على شرطي في التلال المهمة وقال انه كان طفلا المضطرب ... ركض مع الجماهير سيئة. |
Onu sıkboğaz etmenden, aslında sizin durumunuzda sıkboğaz etmemenden bıktığını, USC'de onunla çıkacak milyonlarca güzel kız olduğu halde seni görmeye geldiği için bir salak olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقال انه كان متعبا منكم اخراج سلسلة له... ... أو، كما تعلمون، حسنا، لا اخراج بأنها مقتضى الحال... ... و انه احمق لديك يضيع وقته زيارة... |
Colin'in arkadaşı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقال انه كان رفيقة من كولن. |
Bana iki günüm olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقال انه كان لي يومين. |
Devletin gizli bir organizasyonu tarafından yetiştirilmiş bir suikastçı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقال انه كان قاتل |
Ama Matley ile konuştum ve o zamanlar mevcut olduğunu söyledi... - ... | Open Subtitles | (ولكني تحدثت مع (ميتلي وقال انه كان متوفر في ذلك الوقت |
Bir dönüm noktası olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقال انه كان نقطة تحول. |
Sende virüs olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقال انه كان لديك فيروس. |