Çözülse bile çok uzun zaman alabilir. Anlayamıyorum. | Open Subtitles | وحتى لو فعلنا فسوف يستغرق ذلك وقتاً طويلاً جداً. |
Bunun için çok uzun zaman bekledim. | Open Subtitles | أنتظرت وقتاً طويلاً جداً لهذا |
Demek istediğim, Avrupa'daki büyük sıkıntı şu: bir toplantıda 27 insan konuşursa, o toplantı çok çok uzun sürer. | TED | أعني، المشكلة الأساسية مع اوروبا هي الجلوس في إجتماع يتحدث فيه 27 شخص في آن واحد، إنه يستغرق وقتاً طويلاً جداً جداً. |
Bunu cevaplaması çok uzun sürer. | Open Subtitles | ستتطلب الإجابة على هذا السؤال وقتاً طويلاً جداً |
Bu çok uzun sürer. | Open Subtitles | ذلك سيستغرق وقتاً طويلاً جداً |
Ama bu çok uzun sürer. | Open Subtitles | ! لا ، هذا سيأخذ وقتاً طويلاً جداً |