Ve üzerinde çok zaman harcayacağım konulardan biri de genlerin otizme neden olduğudur. | TED | و إن أحد الأشياء التي سأقضي وقتاً طويلاً في التركيز عليها هي الجينات التي يمكن أن تسبب التوحد. |
Biryerde çok zaman harcamamızı sevmiyorlar. | Open Subtitles | لا يحبوني أن أقضي وقتاً طويلاً في نفس المكان |
Belki bunları teoriyle çözmeye çok fazla zaman harcadık. | Open Subtitles | ربّما قضينا وقتاً طويلاً في محاولة حلّ المسألة كلّها بنظريّة |
Senin dünyanda çok fazla zaman geçiriyoruz. | Open Subtitles | لقد أمضينا وقتاً طويلاً في عالمكِ |
Onu hesaplamakla çok uzun zaman harcadım, süper bilgisayarlarda milyonlarca CPU saati harcadım ve o veriyi gerçekten anlamaya çalıştım. | TED | أمضيت وقتاً طويلاً في معايرتها بتشغيل ملايين الساعات لوحدة المعالجة المركزية على الحواسيب العملاقة وحاولت بجد أن أفهم هذه البيانات |
Senin cenazen için uzun bir gün boyunca bu güzel elbiseyi aradım. | Open Subtitles | حتى أني أخذت وقتاً طويلاً في شراء ملابس لحضور جنازتك |
Onun garajda o kadar uzun süre çalışmasını istemiyordum. | Open Subtitles | لم أكن احب عمله الذي يستغرق وقتاً طويلاً في الجراج |
Biryerde çok zaman harcamamizi sevmiyorlar. | Open Subtitles | لا يحبوني أن أقضي وقتاً طويلاً في نفس المكان |
Görünüşe bakılırsa birisi kampanya ile çok zaman harcamış. | Open Subtitles | تبدو مثل شخص أمضى وقتاً طويلاً في الحملة |
Bu yalanın gerçekleşmesi için çok zaman harcadım bana gerçeği söylemesi için nihayetinde birine para ödedim. | Open Subtitles | إنتظرت وقتاً طويلاً في إنتظار هذه الكذبة أن تتحقّق. في حين أنّي دفعت لشخص ما أن يقول الحقيقة بلساني. |
Nehir teknelerinde çok zaman harcamışım, sanırım. | Open Subtitles | حسناً، أفترض لقد قضيت وقتاً طويلاً في كازينوهات القوارب، |
- Neden Kılıç üzerinde çok zaman harcıyor? | Open Subtitles | لماذا يقضي وقتاً طويلاً في التدرب على السيف؟ |
Bunlardan bir tanesi internette çok zaman geçirdiğinizde ve internet hakkında fazla düşündüğünüzde internetin kolayca müdavimi olabilirsiniz. | TED | أحد الأشياء التي تحصل إذا قضيت وقتاً طويلاً على الانترنت و قضيت وقتاً طويلاً في التفكير بالانترنت هو أنه من السهل الوقوع في الحب مع شبكة الانترنت |
Ninene çok fazla zaman harcıyorsun. | Open Subtitles | فأنت تقضي وقتاً طويلاً في منزل جدتك |
Ayrıca, herkes bilir ki, ormanda tek başına çok fazla zaman geçirirsen bir maymuna dönüşürsün. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أن الجميع يعلم إذا قضيتِ ... وقتاً طويلاً في الغابة |
Bir insan farklı bir Zaman Çizgisi'nde çok fazla zaman geçirirse eski benliğiyle olan bağlarını yitirir. | Open Subtitles | حيث يقضي المرء وقتاً طويلاً في خط زمني مغاير ويخسر ما يربطه بذاته -هويته الأولى |
House ile çok uzun zamandır çalışıyorsun. | Open Subtitles | لا شكّ أنّك قضيتَ وقتاً طويلاً في خدمة هاوس |
Fakat çok uzun süre bilgisayar oyunu oynayan herkes gibi.. ..o da hata yapmaya başladı. | Open Subtitles | ولكن، كأيّ شخص قد قضى وقتاً طويلاً في اللعب، فقد بدأ يارتكاب الأخطاء |
Sonra eve gitti ve uzun bir duş aldı. | Open Subtitles | وحين عودته إلى المنزل أستغرق وقتاً طويلاً في الإستحمام, |
İyi. O zaman, polise gidip tam eşkal vereceksin. Daha sonra ise, oldukça uzun bir zamanı hapiste geçireceksin. | Open Subtitles | جيّد ، إذاً ستقدم وصفك الكامل لقسم الشرطة ثمّ ستقضي وقتاً طويلاً في السجن. |
Bunu izlemeden önce bu kadar uzun sürdüğü için kusura bakma. | Open Subtitles | ..قبل أن نشاهد هذا الفلم أعتذر لأنّنا استغرقنا وقتاً طويلاً في صنعه.. |
Bu işi bizim kadar uzun yapanlar, uzandığını bilir. | Open Subtitles | لكن البعض منا ممن قضى وقتاً طويلاً في المنصب -فنعلم أن العكس صحيح -نعم |