Tek bir hedef için çok fazla zaman harcadın. | Open Subtitles | لقد استغرقت وقتاً طويلاً من أجل هدفٍ واحدٍ فقط |
Birini öldürmek bu kadar zaman almamalı. Merhaba. | Open Subtitles | الأمر لا يستغرق وقتاً طويلاً من أجل أن تقتل شخص ما |
Ancak belli etmek için epey bir zaman beklemiş. | Open Subtitles | .. ولكنها انتظرت وقتاً طويلاً من باب الإحترام |
Bu kadar yakın olmayalı uzun zaman oldu. | Open Subtitles | لقد مرَ وقتاً طويلاً من أن كنتَ قريباً لك. |
Bu kadar yakın olmayalı uzun zaman oldu. | Open Subtitles | لقد مرَ وقتاً طويلاً من أن كنتَ قريباً لك. |
Annemin beni affetmesinin uzun zaman alacağını düşündüm. | Open Subtitles | اعتقدت بأنه سيأخذ وقتاً طويلاً من امي لكي تسامحني |
Bir de kendi fiziksel alanımızda da yenilikçiliği seviyoruz. Toplantılarla ilgili farkettiğimiz şu, yansı cihazlarının açılıp kapanması için uzun zaman beklemeniz gerekiyor. bir de çok ses çıkarıyorlar, bu yüzden insanlar onları kapatıyor. | TED | نحن نحب أيضاً الإبتكارات في المكان الذي نعمل فيه، أنتبهنا خلال الإجتماعات، تعرفون، ننتظر وقتاً طويلاً من أجل أن يعمل البروجكتور ويطفئ، وأيضاً البرجوكتور مزعج، لذا يطفئهم الناس. |
Bu zaman, çok sonra gelebilir. | Open Subtitles | "مهما يطول الأمر" قد يكون وقتاً طويلاً من الآن. |
Seni çok uzun zaman bekledim. | Open Subtitles | انتظرت وقتاً طويلاً من أجلك. |