seninle zaman geçirmekten gerçekten hoşlanıyorum ama iyice düşündüm de şimdiki halinden başka bir yere gidemez. | Open Subtitles | يعجبني حقاً ان أقضي وقتاً معك ولكن لا أظن انه انا وانت يمكننا ان نستكمل ما نحن عليه |
Seni bu durumda bırakmak istemiyorum. Ve seninle zaman geçirmeyi sevdiğimi biliyorsun. | Open Subtitles | لا أريد أن أقحمك في ذلك وأنت تعلم كم أحب أن أمضي وقتاً معك |
Tobe burada değil. Ve seninle zaman geçirmesini istemiyorum. | Open Subtitles | (توب) غير موجودة هنا و لا أريدها أن تقضي وقتاً معك |
Sonunda seninle vakit geçirme şansı bulmuşken olmaz. | Open Subtitles | ليس بعد ان اتيحت اخيراً لي الفرصة كي اقضي وقتاً معك |
Sana karşı iyi davransın ve seninle vakit geçirsin diye ona para verdim. | Open Subtitles | لقد دفعت لها لتكون لطيفة معك لتقضي وقتاً معك |
seninle zaman geçirmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أقضي وقتاً معك |
Tamam Brick şu anda seninle zaman geçiriyoruz ve sen hala Whoop'luyorsun yani... | Open Subtitles | (بريك) هانحن نقضي وقتاً معك الآن. ومازلت تصدر ذلك الصوت لذا.. |