Scott ile çok zaman geçirdiğim için Lisa'yı ihmal ettim sanki. | Open Subtitles | أعلم.. لكني أشعر أني أهملت ليزا لقضائي وقتا كثيرا مع سكوت |
çok zaman ziyan ediyorum, günler akıp gidiyor. | Open Subtitles | إسمعي, لقد أضعتُ وقتا كثيرا لقد مضى يومي سريعا, أتعلمين؟ |
Buna hazır değil, yaptığın için çok zaman alr.. - Doğrudan üzerine gitmelisin. | Open Subtitles | انه ليس مجهزا لذلك سيستغرق الامر وقتا كثيرا |
Seni adam etmek için çok vakit harcadım. | Open Subtitles | لقد اضعت وقتا كثيرا لاصنع منك شيئا مفيدا |
"Acele etmelisin, çok az zamanın var. | Open Subtitles | عليك بالاسراع ليس لديك وقتا كثيرا. |
O lanet bodrumda çok fazla zaman geçiriyorsun. | Open Subtitles | تانك تقضى وقتا كثيرا فى هذا السرداب السئ، |
Axl ve ben birlikte çok zaman geçirdik. | Open Subtitles | أنا و أكسل تعلمين أننا كنا نقضي وقتا كثيرا معا |
Küçük bir çocukken, gospel dinlemek için kilisede çok zaman geçirdim. | Open Subtitles | حسنا، عندما كنت صبيا، قضيت وقتا كثيرا في الكنيسة أستمع إلى الإنجيل. |
İkiniz beraber çok zaman geçiriyorsunuz. | Open Subtitles | انتما الإثنين تقضون وقتا كثيرا مع بعض |
İnternette çok zaman geçiriyorum. | Open Subtitles | لقد قضيت وقتا كثيرا على الانترنت |
Mary, Jessica'nın içine çok zaman geçirmiş olabileceği... bir fırtına mahzeni olduğunu söyledi. | Open Subtitles | (ماري) قالت أن (جيسيكا) كان لديها قبو عاصفة كانت لتقضي وقتا كثيرا هناك |
Ve hayatınızı düşündüğünüzde, cidden komik, ilk başta çocuğuz, sonra büyüyoruz, hayatımızı belirli bir rutine oturtmak için çok zaman harcıyoruz, daha sonra bundan sıkılıyoruz! | TED | وإذا فكّرت في حياتك، تعتبر مضحكة نوعا ما لأننا أطفال وبعدها نصبح راشدين، ونمضي وقتا كثيرا كمحاولة لدفع حياتنا إلى الأمام، باتجاه نوع من الروتين المستقرّ، وبعد ذلك نكبر مع شعور بالملل منه! |
Zaten çok zaman kaybettim. | Open Subtitles | لقد أضعت وقتا كثيرا. |
Erica son zamanlarda Leo'yla çok zaman geçiriyor. | Open Subtitles | أعني، أن (إيريكا) تقضي وقتا كثيرا هناك مع (ليو). |
Evet, gerçekten çok zaman harcamıştık. | Open Subtitles | أجل، هدرنا وقتا كثيرا على ذلك |
Birlikte çok vakit geçiremiyoruz biliyorum, sözde bu hafta farklı olacaktı. | Open Subtitles | أعلم أننا لا نمضي وقتا كثيرا معاً وهذا الأسبوع كان يجب أن يكون مختلفاً |
Bu yüzden onunla çok vakit geçirdim. | Open Subtitles | لذلك قضيت معها وقتا كثيرا كلما استطع |
"Acele etmelisin, çok az zamanın var. | Open Subtitles | عليك بالاسراع ليس لديك وقتا كثيرا. |
Bir de Hope, burada çok fazla zaman geçirdiği için düşündük ki, siz de derse katılmalısınız. | Open Subtitles | نعم , بما ان هوب تقضي وقتا كثيرا هنا لقد اعتقدناانه يجب ان تاتو معنا للدورة لمصلحة هوب . |
Kaliforniya 'da çok fazla zaman geçirdim ve havanın kesinlikle isteğe bağlı olması gerektiğine inanıyorum. | TED | لقد قضيت وقتا كثيرا في (كاليفورنيا)، وأأمن بشدة أن الطقس يجب أن يكون اختياريًا. |