Bu adam yeniyetme çocukları kaçırıp tecavüz etti ve onları öldürdü. | Open Subtitles | هذا الرجل الذى خطف واغتصب مراهقين وقتلهم |
Son olayda, bir çift dudak hareketi yapıyordu, soyguncu gözünü kırpmadan öldürdü.. | Open Subtitles | شخصٌ ما لم يحصل على تلك المذكرة في المرة الأخيرة، راويان كذبوا عليه وقتلهم كلاهما دون رمشة عين |
Ama yaratık zincirleri parçalayarak hepsini öldürdü. | Open Subtitles | كبلوني بالسلاسل في الغابات ولكن الوحش حطم السلاسل وقتلهم جميعا |
Onları hapse atmak, zorla çırılçıplak soymak, alçaltmak, onları istila etmek, işgal etmek ve öldürmek daha kolaydır, çünkü onlar artık sizin güvenliğiniz karşısında bir engelden başka birşey değildir. | TED | من السهل سجنهم، إجبارهم على التعرّي، إهانتهم، إحتلالهم، غزوهم وقتلهم لأنهم العقبة الوحيدة الآن أمام أمنك. |
Bu gece Şansölye'yi öldürmek bir beyanattı. Yeni bir evrenin başlangıcının beyanatı. | Open Subtitles | وقتلهم للمستشار الليلة كان إعلانًا لبداية المرحلة الجديدة |
Son 500 yilda üc tanesi daha yakalanip öldürüldü. | Open Subtitles | طوال السنوات ال500 الماضية, ثلاثة منهم قد تم صيدهم وقتلهم |
Ve sonra onları takip edip öldürebileyim diye Marti'ye çıktığın kızların isimlerini sordum. | Open Subtitles | ثم سألت مارتي عن البنات التي صاحبتهن لذا يمكن تعقبهم وقتلهم |
İnsanları vurdu, insanları öldürdü. Bunlar yasalara aykırı. | Open Subtitles | لقد أطلق على الناس وقتلهم ذلك مخالف للقانون |
İnsanları vurdu öldürdü. Bu kanuna aykırı. | Open Subtitles | لقد أطلق على الناس وقتلهم ذلك مخالف للقانون |
demeyi denedim. Çok büyük bir aptallıktı, ve hepsini öldürdü. | TED | كان مثل الخضروات المجففة، وقتلهم كلهم. |
Böylece aileyi parka kadar takip edip, onları öldürdü. | Open Subtitles | ولذا، لحق بالعائلة إلى الحديقة وقتلهم |
Richard Conrad, peşlerinden... beni götürdükleri mağaraya geldi ve onları öldürdü. | Open Subtitles | ريتشارد كونرد... ذهب خلفهم ... حيث تبعهم الى الكهف وقتلهم |
Adam güçlü çıktı ve onları öldürdü ve cesetlerinden kurtuldu. | Open Subtitles | حصل على السيطرة وقتلهم ثم تخلص من جثثهم |
Karşı koydu ve o gece 8 adamı öldürdü. | Open Subtitles | هو قاتل ثمانى رجال وقتلهم |
Ama insanları korkutmakla, onları öldürmek arasında, büyük bir fark var. | Open Subtitles | لكن يوجد فرق كبير بين إخافة أحدهم وقتلهم |
Bu hayvanlar sağlıklı. Onları öldürmek bir çözüm olmayacaktır. | Open Subtitles | تلك الحيوانات بصحة جيدة وقتلهم لن يكون الحل |
Onları bizim aramızdan işkence edip öldürmek için seçtiler. | Open Subtitles | لقد إختاروهم من بيننا ليتم تعذيبهم وقتلهم |
Aklımdak tek fikir oraya çıkıp hepsini öldürmek. | Open Subtitles | الحلالوحيدلدي.. هو الذهاب أعلى الجبل وقتلهم جميعاً |
Butch ve Sundance Bolivya ordusu tarafından köşeye sıkıştırılıp öldürüldü. | Open Subtitles | بوتش و ساندس تم محاصرتهم وقتلهم بواسطة الجيش البوليفي |
- Bu iki adam, iki gün önce 9 kalibrelik bir silahla öldürüldü. | Open Subtitles | وقتلهم بمسدس 9 مللي منذ يومين. |