Bu sabah erken saatlerde Indianapolis'teki bir Beanery kahve dükkanında patlama olmuş. | Open Subtitles | انفجارٌ وقعَ في مَقهى في "انديانابوليس" في وقتٍ سابقٍ مِن صَباحِ اليومِ. |
Bugün erken saatlerde, dışişleri bakanlığında çalışan biri daha Şekil Değiştiren'lerin kurbanı oldu. | Open Subtitles | في وقتٍ سابقٍ اليوم... كان موظّفٌ من وزارة الخارجيّة ضحيّةً لمتحوّل آخر... |
Gece erken saatlerde bir kulüpten Hagan'la beraber ayrılmış. | Open Subtitles | شُوهدت تُغادر نادياً مع (هاجان) في وقتٍ سابقٍ من تلك الليلة. |