| Seninle zaman geçirdiğime mutluyum, senin de hoşuna gittiğini biliyorum. | Open Subtitles | ، أنا سعيدة أني استطعت أن أقضي وقت معك . و أعرف بأنك أستمتعت به أيضا |
| Seninle zaman geçirmeyi çok seviyorum, sevişmesekte. | Open Subtitles | تعلمين انني احب قضاء اي وقت معك ولكن بعفة |
| Seninle zaman geçirmek istemediğim hiç aklına geldi mi? | Open Subtitles | وتخيل إنني سأقضي آخر وقت معك بدلاً عن ذلك. |
| İnan bana, senin benimle geçirmek istediğin zaman kadar bile Seninle zaman geçirmek istemiyorum. | Open Subtitles | ثق بي, أنا لا أريد قضاء أي وقت معك |
| Çünkü seni seviyor ve seninle vakit geçirmek istiyor. | Open Subtitles | لأنه يحبك، و يريد قضاء وقت معك |
| Hayır. seninle vakit geçirmek istiyorum. Şehri gezmek istiyorum. | Open Subtitles | أودّ قضاء وقت معك أريد رؤية هذه البلدة |
| Bak sen benimle zaman geçirmek istemiyorsun ve ben Seninle zaman geçirmek istemiyorum. | Open Subtitles | أنظري ، أنت لا تريدين قضاء وقت معي ...وأنا لا اريد قضاء وقت معك |
| Ben de Seninle zaman geçirmek istemiyorum. | Open Subtitles | وأنا لا اريد قضاء وقت معك ، أيضاً |
| Seninle zaman geçirmekten çok hoşlanıyorum. Ama... | Open Subtitles | وأود قضاء وقت معك عندما أستطيع ولكن.. |
| Seninle zaman geçirmek bana yeter. | Open Subtitles | امضيت وقت معك |
| Sadece seninle vakit geçirmek istemiştim. | Open Subtitles | أنا فقط أريد قضاء وقت معك |
| seninle vakit geçirmek için geri döndüm. | Open Subtitles | عدت لأني أردت قضاء وقت معك |
عربي 
إنجليزي 
فرنسي 
إسباني 
ألماني 
برتغالي 
تركي 