Çünkü söylemeye değecek her şey sadece zaman ve bağlılıkla olur. | Open Subtitles | لأننا نعلم ان كل شئ جدير بالإهتمام يستغرق وقت و إلتزام |
Bilirsin evlat, bir kızın pantolonunu indirmek için belli zaman ve yerler vardır. | Open Subtitles | تعلم بني ، هنـاك وقت و مكـان لسحب سروال فتـاة للأسفـل |
Bu kadar zaman ve efor harcadığın sana verilen bir hediyeyi, bu yeteneği ...bir anlık hevesle çöpe atmana izin veremem. | Open Subtitles | الموهبة التي سخرت لها وقت و جهد كثيرين و تضيعيها بها بسبب نزوة |
Banka soymak azim gerektiren bir suçtur ve gerçekleştirmek için plan ve zaman gerekir. | Open Subtitles | سرقة بنك هى جريمة طموحة و هى تستغرق وقت و تخطيط للقيام بها |
Bunu yapmadan önce, güçlü Tanrı sayesinde sizin yanınızda olduğu için şükredeceğiniz başka bir yer ve zaman olduğunu bilmeniz gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | قبل عمل ذلك أعتقد أنك يجب أن تعلم أنك في وقت و مكان اخر عليك أن تشكر الله |
Kestirmeyi herkes sever, ama her şeyin yeri ve zamanı vardır. | Open Subtitles | الكل يحب الغفوه لكن هناك وقت و مكان للغفوه |
Dans atmeyi severim ama burası yeri ve zamanı değil. | Open Subtitles | أحب الرقص , لكن هناك . وقت و ومكان لذلك |
Belli bir zaman ve yer için doğarız, bunu değiştirmek için yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لقد ولدنا بالتأكيد في وقت و مكان، و هناك لم يكن بوسعنا فعل أي شئ. |
Nadir de olsa rastlanan temporal lob epilepsisi denilen bir durum var. Ve bazen buna sahip biri, kendini geçmişte bir zaman ve mekana gitmiş bulabilir. | TED | وهناك ايضا مرض نادر يدعى صرع الفص الصدغي. و احيانا حين يصاب الفرد بهذا المرض، قد يشعر الفرد أنه ينتقل رجوعاً إلى وقت و مكان في الماضي |
Kitt, teslimat için zaman ve yer bilgisine ihtiyacım var. | Open Subtitles | كيت ، أحتاج إلى وقت و موقع الإستلام |
Seksten her zaman keyif alırsın, bu da öyle bir zaman... ve sen şimdi bunu istiyorsun? | Open Subtitles | أنتَ تستمتع بالجنس في أي وقت ...و هذا هو اي وقت يعني أنكَ تريد الجنس الآن |
zaman ve seçeneğimiz kalmadı, tamam mı? | Open Subtitles | لا وقت و لا خيارات لدينا, مفهوم ؟ |
Bizler başka bir zaman ve mekandan gelen gezginleriz. | Open Subtitles | نحن مسافرون من وقت و مكان اخرين |
Yarın, ne zaman ve nerede? | Open Subtitles | في أي وقت و أي مكان؟ |
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Birleşik Devletler o komünistleri her zaman ve her yerde yok edebilir. | Open Subtitles | لذا يمكنني القول بثقة, أنه يمكن لـ(الولايات المتحدة) محو هؤلاء الشيوعيين بأي وقت و مكان |
Lianne Sampson öldürüldü ve elimizde bir saat, zaman ve bir gün var. | Open Subtitles | قتلت (ليان سامبسون)، و منحنا ساعة مع وقت و تاريخ |
Onu bulmak için uygun yer ve zaman. | Open Subtitles | إنه وقت و مكان متوقع لإيجاده |
İnce zekanın bir yeri ve zamanı vardı ve bu zaman Scary Movie'den önceydi. | Open Subtitles | هناك وقت و مكان للرسائل المبطنه و ذلك الوقت كان قبل فلم "Scary movie" |
Her şeyin bir yeri ve zamanı vardır Cato! | Open Subtitles | هناك وقت و مكان لكل شيء، كاتو! |