Erkeklerle çıkmak, makyaj yapmak bahar tatilini arkadaşlarınla Mars'ta geçirmek yok. | Open Subtitles | المواعدة ممنوعة، المكياج ممنوع وقضاء العطلة مع أصدقائك في المريخ ممنوع |
Kış tatili bu. Tüm yapacağın Henry'le oynayıp iyi vakit geçirmek. | Open Subtitles | انها العطلة الشتوية , يمكنك اللعب طوال الوقت انت وهنري وقضاء وقت ممتع |
Gülmek, hoşça zaman geçirmek,ve olayları kolaymış gibi göstermek. | Open Subtitles | الضحك وقضاء وقت ممتع و أخذ الأمور بسهولة |
Hem öğretmenliğe dönüp sağlık sigortasını sürdürmem, hem seninle vakit geçirmem hem de çocuklarımızla ilgilenecek enerjiyi bulmam imkansız. | Open Subtitles | .. سيكون مستحيلاً على العودة للتدريس للحفاظ على التأمين الصحى وقضاء الوقت معك وإيجاد الطاقة للعناية بالأطفال |
Kapıları kapatmayı ve tüm haftayı burada geçirmeyi teklif ediyorum. | Open Subtitles | أقترح نحن سمن أسفل البوابات وقضاء أسبوع في هنا. |
Onunla biraz zaman geçirmek,... ...belki de ateşe vermek isterdim. | Open Subtitles | وقضاء بعض الوقت معه وربّما أشعل به النار |
Eve gidip Noel'i ailemle birlikte geçirmek istiyorum. | Open Subtitles | انا اريد الذهاب للمنزل وقضاء راس السنة مع عائلتى |
Bak, gerçekten yardım etmek isterdim ve dostumla vakit geçirmek de tabii ki ama | Open Subtitles | ،حقاًأود مساعدتك. وقضاء بعض الوقت مع أفضل أصدقائي، لكن، |
Ve bunu söylediğim için beni parçalama, ama ben seninle evlenip hayatımın geri kalanını başka birinin gölgesi altında geçirmek istemiyorum. | Open Subtitles | ولا تحطمي عظامي لقولي هذا، ولكني لا أنوي الزواج وقضاء باقي عمري في ظل شخص آخر |
Yani, ailemden uzaklaşmak, bu geziye çıkmak, yazımı seninle geçirmek... | Open Subtitles | هي الأمر الوحيد الذي أركز عليه حاليا أعني, مع كل ما يجري بين والديّ ذهابي في رحلة وقضاء الصيف معكِ |
Buraya gelip beni tanıyan insanlarla vakit geçirmek çok güzel. | Open Subtitles | انه فقط رائع الحضور هنا وقضاء قليلا من الوقت مع ناس يعرفوني |
Üç kız içmek ve güzel vakit geçirmek için... | Open Subtitles | ثلاثة فتيات يقابلون من اجل مشروب وقضاء اوقات ممتعة |
Biriyle bir ilişki kurup hayatını beraber geçirmek, evlenmek, çocuk sahibi olmak Fransa'da bir otelde "Alberto Tomba"nın tekiyle gezmekten daha değerli bir şey. | Open Subtitles | يجب أن نتفق على أن بناء علاقة مع شخص آخر وقضاء حياتك معه الزواج، وجود أطفال أمر يستحق أكثر بكثير من |
Seyahat etmek ve ailemle vakit geçirmek için vakit ayırmam gerekiyor ve kendi yaratıcı fikirlerimi başlatmak için. | TED | أنا بحاجة إلى وقت للسفر وقضاء بعض الوقت مع عائلتي وأن ابدأ الأفكار الإبداعية الخاصة بي ". |
Benimle konuşmak, vakit geçirmek, beni dinlemek yerine. | Open Subtitles | بدل من التكلم والإستماع وقضاء الوقت معي |
Bu yüzden kendini birden ortaya çıkan ve onunla tekrar bağlantı kurarak daha fazla zaman geçirmek isteyen biri gibi hissettin? | Open Subtitles | لذا، فكرت فقط في القدوم ...وقضاء بعض الوقت معها فقط لاعادة لم الشمل |
Buradan çıkıp karanlık arzularla dolu bir gece geçirmek için benim gizli yerime gidebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا المغادرة وقضاء أمسية مظلمة فى" المعتكف"الخاصبى. |
Lois'i ev işlerine yardım etmem ve onunla daha çok vakit geçirmem için dolduruyor. | Open Subtitles | لقد جعل من لويس تجبرني على المساعدة في أعمال المنزل وقضاء وقت أكثر معها |
Paris, emeklilik, seninle vakit geçirmem paramızı çaldırmamız. | Open Subtitles | باريس" والتقاعد وقضاء الوقت برفقتك ومالنا المسروق |
Seni şampanyaya boğup geceyi seni kalmaya ikna ederek geçirmeyi tercih ederim. | Open Subtitles | أفضّل تناوُل الشمبانيا وقضاء اللّيل محاولًا إقناعك بالبقاء. |
Eve gidip karımla zaman geçirmeyi istememe sebep oldun! | Open Subtitles | ابتعد جعلتني أرغب في العوده للبيت وقضاء الوقت مع زوجتي |