Kalplerimiz hızla çarparken, ormanın içine koştuk. Ama atları hızlıydı. | Open Subtitles | وقلوبنا تنبض بسرعة ، فررنا نحو الغابة لكن أحصنتهم كانت سريعة |
Bir itfaiyeci görev başında ölür, bizler sarsılırız. Kalplerimiz kırılır. | Open Subtitles | إطفائي يموت أثناء أداء الواجب نحن مفجوعين من الأمر وقلوبنا متألمه |
Biz devam ediyorken kaybettiler birbirlerini Kalplerimiz ve zihinlerimiz... | Open Subtitles | واصلنا الذهاب، لكنه خسر في بعضها البعض، وقلوبنا وعقولنا. |
bu hatırlamadığımız ama kalbimizde ve kanımızda hissettiğimiz bir şey | Open Subtitles | التي لانذكرها في عقولنا , لكن في دمائنا ّ وقلوبنا. |
Çünkü seni görmek bize gözlerimizden sevinç yaşları döktüreceğine, ya da yüreklerimizi huzurla attıracağına acıyla ağlatıyor bizleri, korku ve üzüntüyle titretiyor. | Open Subtitles | منذ أن كان الفرح يملأ عيوننا وقلوبنا ترقص من الراحة تبدلت بالنحيب والخوف والآسف |
Akıllarımızda, kalplerimizde sonsuza kadar işte böyle kalacak. | Open Subtitles | هكذا كيف ستبقى في عقولنا وقلوبنا... إلى الأبد |
Bu yüzden vücutlarımız acı çekiyor ve kalbimiz duracakmış gibi geliyor | Open Subtitles | لهذا أجسامنا تؤلمنا وقلوبنا يبدو عليها الاستسلام. |
Kafalarımızı ve kalplerimizi bu şirkete verirsek, üretken oluruz. | Open Subtitles | وأنا أَعْرفُ بأنّ إذا وَضعنَا عقولنا وقلوبنا معاً في هذه الشركةِ فأننا سنتطور أَعْرفُ ذلك |
Duyarlılık, ellerimizi ve kalbimizi, bir başkasını teselli etmek, ihtiyacı olanlarla ilgilenmek için için kullanmaktır. | TED | الرأفة تعني استخدام أيدينا وقلوبنا لإراحة الآخر. لرعاية المحتاجين. |
Günahlarımız başımızdaki saçlardan daha çoklar ve Kalplerimiz çaresiz kaldı. | Open Subtitles | خطايانا أكثر من شعر رأسنا وقلوبنا تخذلنا |
Bence başka bir devirde, kendimizden bu kadar şey beklemiyorduk. Önemli olan şey, bir dahaki sefere o kitap raflarının önünde Kalplerimiz atarken bunları hatırlamak. | TED | أفكر في عصر آخر لم نكن نتوقع من أنفسنا هذا القدر، ومن المهم أن نتذكر ذلك في المرة القادمة التي نحدق فيها وقلوبنا تخفق إلى هذا الرف من الكتب |
Bizi, sana dönecek şekilde yarattın ve huzursuzdur Kalplerimiz, ta ki sende huzur bulana kadar. | Open Subtitles | أنت خلقتنا* *وقلوبنا مضطربه, *حتى نجد فيك السلام* |
Günahlarımız başımızdaki saçlardan daha çoklar ve Kalplerimiz çaresiz kaldı. | Open Subtitles | "خطايانا أكثر من شعر رؤوسنا" "وقلوبنا تخفق في داخلنا". |
Öyle bir duygu var ki, Kalplerimiz yan yana. | Open Subtitles | وقلوبنا معلـّقة معا |
Kalplerimiz ölüme meydan okurken... | Open Subtitles | وقلوبنا ستتحدى الموت بنفسها |
Fakat her zaman rüyalarımızda ve kalbimizde yaşayacaklar. | Open Subtitles | لكنهم باقين معنا جميعا في أحلامنا وقلوبنا |
Her gün benzin fiyatlarına zam geliyor ceplerimiz yanıyordu, şimdi sıra kalbimizde... | Open Subtitles | . أنت تزيد سعر الوقود في كل مرة هذا صعب للغاية ، إنه يحرق جيوبنا . وقلوبنا في آن واحد |
Vefatı hayatlarımızda ve kalbimizde acısı ancak yaptığı iyi işleri ve yumuşak kalbini hatırlayarak dinebilecek bir boşluk bıraktı. | Open Subtitles | وفاته تركت فجوة في حياتنا وقلوبنا والتي ستهون فقط بتذكر |
Bu şirketleri güvenli ve sorumlu bir biçimde, bizim çıkarlarımızı gözeterek... çalışmaları için zorlamalıyız, öyle ki buna uymadıklarında... kaynaklarımızı, yüreklerimizi ve zihinlerimizi geri alıp doğru olanı yapabilelim. | Open Subtitles | علينا أن نجبر هذه الشركات على العمل بأمان ومسؤولية مع أعتبار مصالحنا جميعاً واذا لم يفعلوا هذا يمكننا استعادة مواردنا وقلوبنا وعقولنا ، ونفعل ما هو المناسب |
Beynimiz başka bir yöne gider, ve kalbimiz başka bir yöne, ve bizim-- | Open Subtitles | عقولنا مربوطة باتجاه وقلوبنا مربوطة باتجاه آخر و.. |
Bizi kurtarmaya geldi Kırık kalplerimizi tamir etti | Open Subtitles | ♪ صحيح , لقد جائت لإنقاذنا♪ ♪ إنها حيث نكون وقلوبنا محطمة ♪ لقد خسرنا معركة الجنين , نانا فقط بالمطلقين♪ |
Bu eşsiz yetiyi gerektiren işlerle her zaman kendimizi farklı kılabiliriz, şefkat ve yaratıcılık gerektiren işlerle, yerini hiçbir şeyin alamayacağı akıl ve kalbimizi kullanarak. | TED | ويمكننا دائماً أن نميز أنفسنا بالوظائف الفريدة التي تتسم بالرحمة والإبداع، وذلك باستخدام واستغلال أدمغتنا وقلوبنا التي لا بديل لها. |