Böylece bu kapılar ağır, gereksiz ve rahatsız edici bombalar haline gelmiş. | Open Subtitles | إذاً محصلة هذه الأبواب، أنها ثقيلة وليست ضرورية وقنابل مُحرجة |
Ve ocaklara konacak bombalar büyük bir gürültü çıkarabilir. | Open Subtitles | وقنابل في الأفران تصنع خبطه هادئة |
Mermi, bıçak ve patlamaya hazır küçük bombalar şeklinde kurabiyeler olacak! | Open Subtitles | لا بسكويت على شكل قلوب! جدوا رصاص وقنابل متفجّرة! |
Onların tank, mermi, bomba ve savaşacak adama ihtiyaçları var. | Open Subtitles | ما يحتاجونه من الدبابات والطائرات رصاص وقنابل وجنود |
Onların tank, mermi, bomba ve savaşacak adama ihtiyaçları var. | Open Subtitles | ما يحتاجونه من الدبابات والطائرات رصاص وقنابل وجنود |
Hayır onların silahı ve el bombaları var. | Open Subtitles | كَانَ لديهم أسلحة وقنابل محلية وماذا عن لوس أنجليس؟ |
O kadar hakaret, kötü muamele... çiçekten el bombaları... pes etmek için değildi. | Open Subtitles | لقد طرح مع الكثير من سوء المعاملة، واللغة البذيئة، وقنابل باقة ل تتخلى الآن. |
Berkut'un elinde silah ve el bombası vardı bizse ateşli silahlar olmadan karşı koyuyorduk. | Open Subtitles | بما أنّنا واجهنا الشرطة - الذين كانوا يملكون بنادق وقنابل - دون أي أسلحة نارية |
Roketli, lazer güdümlü sağlam bombalar. | Open Subtitles | صواريخ، ليزر وقنابل كبيرة |
Ağaçlar. Gökyüzü. Mineden yapılmış bombalar. | Open Subtitles | -أشجار وسماء وقنابل (فيرفين ). |
Ve ben diyorum ki, "Bak aşkım, bomba ve ateş yağıyor, bodruma in." | Open Subtitles | قلت لها : اسمعِ يا حبيبتي ، السماء تمطر ناراً وقنابل ، لذا انزلِ لهذا القبو |
Beş tokmak ve el bombaları arkadaki 2. vagonda. | Open Subtitles | خمسة صنايق بارود وقنابل إلى العربة الثانية الأن، إذهبوا الأن. |
Uziler, el bombaları... | Open Subtitles | اسلحه اليه وقنابل |
Makineli tüfek, el bombası falan yok mu? | Open Subtitles | لدينا أسلحة وقنابل يدوية؟ |