ويكيبيديا

    "وكان يخبرني" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ve bana
        
    ve bana karısını bırakacağını falan söylerdi, ben de ona inandım, ta ki hamile kalana kadar. TED وكان يخبرني أنه هجر زوجته، وقد صدقته، إلى اللحظة التي أصبحت فيها حاملًا.
    Öğle yemeği yiyorduk, ve bana Bali'de uyuşturucu kullanmaktan hapiste olduğu zamandan bahsediyordu. TED وكنا نتناول الغداء وكان يخبرني قصة جرت معه عندما كان في سجن " بالي " بسبب جنحة " حمل حقن مخدرات "
    Eminim ki artık sizin için apaçık ama dün neden olduğunu bir kez daha fark ettim. Steve Jurvetson'la merdivenlerin aşağısında, asansörlerin yanında muhabbet ediyorduk ve bana Chris'in gönderdiği küçük kutudan bahsediyordu, kutunun içindeki eşyalardan biri de hidrofobik kumdu yani ıslanmayan kum. Dedi ki oğluyla beraber oynuyormuş TED أنا متأكد أنه واضح لكم الآن، لكن في الواقع البارحة تم تذكيري لماذا. كنت أجري محادثة مع ستيف جيرفيتسون بالقرب من الدور السفلي من جانب السلالم المتحركة، وكان يخبرني أنه حين أرسل إليه كريس ذلك الصندوق الصغير، أحد العناصر فيه كان الرمل الكاره للماء -- الرمل الذي لا يبتل. قال بأنه كان يلعب به مع ابنه.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد