Polis, zenciler, sandalyeler. Bu hapistir! | Open Subtitles | شرطة تلاحق رجل أسود وكراسي للمعوقين،هذا إلى السجن |
10 odalık bir yer, büyük eski şömineler verandada sallanan sandalyeler. | Open Subtitles | غرف مدعومه بالأّسرَّة وخدمة الأفطار ومدفأة كبيره وكراسي تتأرجح . على الشرفة |
* Ve yumruklar havada uçtu, sandalyeler ikiye ayrıldı * | Open Subtitles | * وبعدها بدأ الضرب * * وكراسي تحطمت إلى قسمين * |
Dave'nin bir yemek masası ve standart yemek sandalyeleri yok muydu depoda? | Open Subtitles | الا يوجد عند ديف غرفه طعام وكراسي مطويه في المخزن؟ |
Gerçek bir masası ve sandalyeleri var. | Open Subtitles | كاملة مع طاولة وكراسي |
masa, sandalye ya da toz yumağında hiç birşey yok, normal insanlardaki gibi, ama annesinin resmini gösterince galvanik deri tepkisi düz. | TED | طاولات وكراسي وشعر، لا يحدث شيء، كما في الأناس الطبيعيين، ولكن حين تريه صورة لأمه، الاستجابة الكهربائية غير موجودة. |
masa, sandalye ve masa örtüsü kiralayıp menüler çıktı aldım. Bu deneyimi sokak aralarına, köprü altlarına ve parklara taşıdım, evsizliği tecrübe eden kişiler onurlu bir şekilde yemek yiyebilsin diye. | TED | واستأجرت طاولات وكراسي وقماش وطبعت قوائم الطعام وخضت هذه التجارب في الأزقة، تحت الجسور وفي الحدائق، حتى يتسنى للناس الذين يعانون من التشرد تناول العشاء بكرامة. |
Masalarla sandalyeler olur. | Open Subtitles | ستكون هناك طاولات وكراسي |
Büyük ağır masa ve sandalyeler olacak. | Open Subtitles | طاولات وكراسي ضخمة الكبيرة |