ve yarışmanın ikinci bölümüne geçtim, sonra üçüncü, sonra dördüncü... | TED | وكنت في الدور الثاني من المنافسة ، ثم الثالث والرابع. |
Michael'a tuzak kurar, Gabriel'i öldürürsün ve bu savaş biter. | Open Subtitles | أنت فخ مايكل، تقتل جبرائيل، وكنت في نهاية هذه الحرب. |
Albayın yerinde ve onun durumunda sen olsaydın bizi sağ bırakır mıydın? | Open Subtitles | إذا كُنت الكونيل. وكنت في نفس هذه الحالة. هل ستخرجونا أحياء ؟ |
Kalabalığın uğultusunu duydum ve heyecanla üstesinden geldim. | TED | وسمعت هتاف الجماهير وكنت في غاية التأثر. |
O binaya daha önce gittin mi? | Open Subtitles | -أسبق وكنت في ذلك المبنى من قبل؟ |
O zaman 10 yaşlarındaydım ve test sürücüsü olmanın havalı bir şey olduğuna karar verdim. | TED | وقررت وكنت في العاشرة من عمري حينها انه سوف يكون شيئا جميلا لو اصبحت قائد اختبار المركبات. |
ve tam da bu anda aslında bu sorunu nasıl çözeceğimizi bildiğimize dair bir meydan okuma ve öfke ile doluydum. | TED | وكنت في تلك اللحظة مملؤة بالإستياء الغاضب والتحدي كوننا في الواقع نعرف كيف نصلح هذا الوضع. |
Bu süreçte internete ve bizi sunduklarına hayrandım: bizi birbirimize yaklaştırmak, daha zeki kılmak ve özgürleştirmek gibi. | TED | وكنت في دهشة تامة للإنترنت ووعوده لجعلنا أقرب وأبرع وأكثر حرية. |
Bugün sizlerin önünde başarılı ve mutlu görünüyor olabilirim, ancak bir zamanlar ciddi bir bunalımın verdiği acı içerisinde tamamen çaresiz durumdaydım. | TED | ربما ابدو ناجحه وسعيده. ان اكون امامكم اليوم، لكني يوماً عانيت من اكتئاب شديد. وكنت في يأس شديد. |
CA: Yani, biri sizi dava etti, seni oraya koydular, nezarete konuldun bunun için, ve bunu kasıtlı olarak yaptın. | TED | كريس: إذا شخص قاضاك في المحكمة، وأخذوك هناك، وكنت في الحبس رهن التحقيق لبعض الوقت، و فعلت ذلك عمدا. |
Rahatsızdım, bir otel odasındaydım ve orada olmak istemiyordum. | TED | كنت مريضة، وكنت في غرفة الفندق وكم أردت ألا أكون هناك. |
Helikopterin dışına bağlanmıştım ve çekim yapmak için mükemmel dik açım olmalıydı. | TED | تم ربطي من خاصرتي إلي طائرة هليكوبتر، وكنت في وضع عمودي لكي أتمكن من الإمساك بها. |
Bunu ilk duyduğumda 6 yaşındaydım ve tamamen etkilenmiştim. | TED | سمعت هذه الكلمات لأول مرة عندما كنت في السادسة من عمري، وكنت في غاية الإلهام حينها. |
O zaman yüksek lisans yapıyordum ve yeni bir yaşam formu bulduğum için çok heyecanlıydım. | TED | في ذلك الوقت، كنت اقوم بالدراسات العليا، وكنت في غاية الحماس لأنني وجدت شكل الحياة الجديد هذا. |
Bu büyük boşalmış duvara baktım, bilirsiniz, üç tane yalnız fotoğraf ordaydı, bilirsiniz, çok hoş fotoğraflar ve ben sanki başarısız olmuş gibiydim. | TED | طالعت هذا الجدار الخاوي الكبير، ثلاث صور وحيدة كانت هناك، صور جميلة للغاية وكنت في حالة مثل، لقد فشلت في هذا. |
O hasteneyi, sen de ıslahevini boyluyorsun, ve annen kaçıyor. | Open Subtitles | له إلى المستشفى، وكنت في السجن، أمك تذهب. |
2 paket sigara içmiştim ve onun üstüne uzun bir süre de içememiştim. | Open Subtitles | دخَّنَّتُ علبتي سجائر وكنت في الخارج لمدة طويلة. |
O zamanlar 26 yaşındaydım ve fazla bir şey bilmiyordum. | Open Subtitles | وكنت في السادسة والعشرين، لا أعرف شيئاً وقتها |
Birkaç yıl önce, kızını Meksika'dan getirmiştim ve o zaman oldukça kötü durumdaydım. | Open Subtitles | "أحضرت ابنته من "المكسيك ، قبل سنوات مضت ، وكنت في .. حسناً |
Bir kilisenin bodrumundaydım, ve etrafımdaki bir grup yabancıya o günün iyi bir gün olduğunu anlatıyordum çünkü.... o gün çöplükten yemek yemiyordum. | Open Subtitles | وزوجتي السابقة كانت تتزوج مرة ثانية وكنت في سرداب الكنيسة أوجه مجموعة الغرباء .. |
- Paris'e gittin mi hiç? | Open Subtitles | سبق وكنت في باريس؟ |