ويكيبيديا

    "ولائها" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • sadakatinden
        
    • sadakatini
        
    • sadık
        
    • sadakati
        
    - sadakatinden hâlâ şüphe duyuyorsun gibi. Open Subtitles حسنٌ, يبدو أنه مازال لديك بعض الشكوك بشأن ولائها
    ...şimdi dostumuz Vandamm onun sadakatinden şüphe ediyor olmayacaktı. Open Subtitles صديقنا "فاندام" لن يفقد الثقة فى ولائها لة الآن
    Ama bana olan sadakatini kanıtlayana kadar liste dışında. Open Subtitles ولكن حتى تبرهن لى على ولائها فهى ليست بالحسبان
    Eğer onun sadakatini istiyorsan, özgürlüğünü vermelisin. Open Subtitles اذا اردت ولائها, فاعطها حريتها
    Düşün bir... eğer ona karşı dürüst olsaydın sana karşı sadık olabilirdi. Open Subtitles وللاعتقاد أن ولائها كان يمكن أن يكون لك لو كنت صادقاً معها
    Babam ondan daha sadık olduğumu bilir. Open Subtitles ولائها لوالدي اكبر من ولائها لي
    Kraliçe'nin davranışlarını soruştururken Kardinal'in bizzat Kraliçe'nin sadakati hakkında şüphe barındırdığını fark ettim. Open Subtitles من خلال تحقيقاتي في سلوك الملكة, إكتشفتُ أنَّ الكاردينال نفسه كانت لديه شكوك بخصوص ولائها.
    sadakatinden şüphe edildi. Open Subtitles ولائها كان مشكوك به
    - En iyi müşterisine olan sadakatinden. Open Subtitles بسبب ولائها لافضل عملائها
    Yeğeninizin sadakatinden şüphe duymaya başladım, efendim. Open Subtitles انا بدات اتشكك فى ولائها سيدى
    Eminim Zod onun bu sadakatinden hoşlanacaktır.. Open Subtitles أنا متأكد أن (زود) سيقدر ولائها
    sadakatini göstermesi adına ona bir şans tanınmalı. Open Subtitles من الواجب إعطائها فرصة كي تُثبت ولائها.
    sadakatini ve itibarını zedeleyecek hiçbir girişimde yer almadı. Open Subtitles إنها لم تفعل، علي الإطلاق، أي شيء... يهدد مكانتها أو ولائها
    Fakat Anna'nın geleneksel yazarlardan farklı ve daha kurnaz bir görevi vardı: Kendi ailesi hakkında yazan bir prenses olarak Alexios'un utanç verici kalçadan bıçaklanma olayı gibi olayları doğru tasvir etme sorumluluğu ile soyuna olan sadakatini dengelemek zorunda kaldı. TED لكن كان لدى آنا مهمة مختلفة ومعقدة من الكتاب في هذه التقاليد: كأميرة كاتبة عن عائلتها كان عليها أن توازن بين ولائها وأقربائها مع التزامها لتصوير الأحداث بدقة، التنقل في القضايا مثل أليكسيوس طعنة محرجة إلى الأرداف.
    Ziva'nın sadakatini sorguluyor. Open Subtitles انه يشكك فى ولائها
    Luciana'nın da var. Sen ise onun sadakatini sorguladın. Open Subtitles (لوسيانا) مؤمنة بك، وإنّك طعنت في ولائها.
    Sana sadık. Sana aşık. Open Subtitles الفتاه التي ولائها لكَ، المُحبّة لكَ.
    sadık olduğu kişiler pislik. Open Subtitles في الأفضل ، ولائها.. مدمر.
    Onu sadık olduğu için kovamam. Open Subtitles -أعلم لا يمكنني أن أطردها بسبب ولائها
    Onun sadakati parayla ölçülmüyor. Open Subtitles لا شك في ولائها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد