Ve projeyi ekonomik kılabilmek için enerjimizi odakladık. | TED | ولجعل المشروع بأسعار معقولة ، ركزنا طاقتنا. |
daha da kötüsü, şart ve koşulları okuduğumuzda şunları keşfettik, bunun için okuma gözlüğümü takmam gerekecek. | TED | ولجعل الأمور أسوأ، عندما قرأنا البنود والشروط، اكتشفنا ما يلي، سأحتاج إلى إخراج نظارتي لقراءة هذا. |
Şirket, katılımı artırmak için abonelerine hoş birer yazı göndererek programın yararlarını anlatmaya çalıştı. İlgilenenler için ücretsiz bir çağrı merkezi numarası verdi. | TED | ولجعل الأشخاص يتسجّلون، أرسلت لهم شركة الكهرباء رسالة لطيفة، أخبرتهم عن كافّة فوائد البرنامج، وطلبت منهم أيضًا الاتصال بالخط السريع إن كانوا مهتمين. |
Bu ekosistemi gerçekleştirebilmek için parçalamadan uzaklaşmak zorundasınız. | TED | ولجعل هذه البيئة ممكنة، علينا تفادي التشتت. |
Bu lanet şeyi daha da korkunç yapan şey konuşamaması. | Open Subtitles | ولجعل هذا الحقير العملاق أكثر فظاعة، هو لا يستطيع الكلام. |
Ve müşterilerin binerken gerçekten gurur duyacakları bir şey yapmak için, istek uyandıran bir gövde estetiği tasarladık. | TED | ولجعل هذا شيئا يمكن للزبائن الافتخار فعلا بقيادته، صممنا هيكلا ذو شكل مستحسن. |
Mağazalarımı daha da güçlendirmek için oğlumla ortak oldum. | Open Subtitles | ولجعل محلاتى أفضل ما يكون إنضممت مع إبنى |
Ve bunu daha ilginç kilmak için iki dünyada da ölümcül bir tehlikeyle yüzleseceksiniz. | Open Subtitles | ولجعل الامر أكثر إثارة ستواجهان في كلا العالمين خطرا مميتا |
Bu dümeni çevirmek için bir veterinerin yardımına ihtiyacı varmış. | Open Subtitles | ولجعل هذا الامر يقع احتاج الي بيطري مائي |
İşimizi iyice zorlaştırmak için yapımcılar bize parayla almayalım diye hiç para vermedi. | Open Subtitles | ولجعل المهمه صعبه, المنتجون لم يعطونا أي نقود لكي نشتري الشياء |
Haksızlık olmaması için bir tane de ben yazacağım ki siz de beni düzeltin. | Open Subtitles | ولجعل الأمور أكثر عدلاً سأكتب بنفسي قصة لتصححوها أنتم |
Beni ziyaret ettiğin için ve teklifin için teşekkürler ama geçmem gerek | Open Subtitles | شكرا لكم على القادمين لزيارة لي ولجعل هذا العرض، لكن سوف يكون لي بالمرور. |
50. yaş gününde üniversitede öğretmenlik yapmayı bıraktıktan sonra... telaşsız bir sohbet ya da masa tenisinde kazanmama izin vermek için... sonsuza dek müsaitti. | Open Subtitles | بعد التخلي عن تعليم طلاب الجامعة في عيد ميلاده الخمسين أصبح متاح تماماً للحوار المتروي ولجعل أكسب في تنس الطاولة |
Bunu tam olarak netleştirmek için bundan böyle ailen için başka bir ikâmetgah ayarlayacağım. | Open Subtitles | ولجعل هذا واضحاً أكثر، من الآن وصاعداً، سأقوم بترتيب إقامة منفصلة لعائلتك |
Ve işleri ilginçleştirmek için yol boyunca bazı engeller olacak. | Open Subtitles | ولجعل الأمور أكثر إثارة للاهتمام، ستكون هناك عقبات صغيرة على طول الطريق. |
Kendi duygularını ifade etmen ve başkalarının da ifade etmesine izin vermen için yeni bir yol bulmam gerekiyordu! | Open Subtitles | فقط احتجت طريقة جديدة لدفعك من أجل التعبير عن مشاعرك ولجعل الآخرين يعبرون عن مشاعرهم. |
İşte çalışıyor. Bir arkadaşımdan akıllı telefonuyla dışarıda durmasını istedim, işte o da bağlandı, biraz daha korkutucu olması için... | TED | ها هي تعمل. وقد طلبت من زميل لي أن يقف خارجًا مع هاتفه الذكي، وهو متصل بالشبكة، ولجعل هذا مخيفًا قليلًا ... |
Bunu öğle yemeğinde deneyeceğiz, biraz daha bilgi vereceğim, sadece iki çeşit hamurdan yapılmadı -- gene lezzeti ortaya çıkarmak için bir önceki gün mayasız bir hamur yapmak. | TED | سوف نقوم بتجريب هذا الخبز على الغداء وسوف اشرح لكم اكثر عنه وهو وليس مصنوعٌ فحسب من نوعين من المعجات ولكن صنع لجعل النكهة لذيذة جدا ولجعل قطعة العجين كذلك علينا ان نضيف للعجين الغير متخمر |
İşleri kolaylaştırmak için görevliler kefil istemeyecektir. | Open Subtitles | ...ولجعل الأمور أكثر سهولة رؤساء البلديات لن يصدروا أي ضمانات |
Uzun lafın kısası, klorofil içeren şeyler, bir insan saç telinin yüzde birinden daha ince olan çok küçük hücrelerdi. | TED | ولجعل القصة الطويلة قصيرة، كانت خلايا صغيرة جداً، أقل من واحد في المائة من عرض شعرة الإنسان التي تحتوي على الكلوروفيل. |