ويكيبيديا

    "ولديها" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • vardı
        
    • varmış
        
    • elinde
        
    • de var
        
    • vardır
        
    • Ayrıca
        
    • yaşıyor
        
    • da var
        
    • olan bir
        
    • iki çocuğunu
        
    • sahip
        
    İki tanık vardı. Birisi 70 yaşında maküler bozulması olan kadın. Open Subtitles كان هنالك شاهدان، أحدهما إمرأة عمرها 70 ولديها صعوبة في الرؤية
    Yoğun derken küçük bir işletme işletiyordu 12 insan çalıştırdığı işten arta kalan zamanda baktığı altı çocuğu vardı. TED أعني بأنها مشغولة، كانت تشغّل عملًا تجاريًا صغيرًا بوجود 12 موظفًا على كشف الرواتب ولديها ستة أطفال في أوقات فراغها.
    Lisi ile konuştum ve sana büyük bir sürprizi varmış. Open Subtitles أنصت، تكلمت مع ليزي ولديها مفاجأة كبيرة لك.
    elinde inanılmaz bir kutu taşıyordu, içinde bir kadın gövdesi, yarım bir gövde. Gittiği her yerde insanlara sağlıklı bir vajinanın neye benzediğini ve parçalanmış bir vajinanın neye benzediğini öğretiyordu. TED كان لديها ذلك الصندوق المدهش الذي تحمله ولديها تمثال لجسم المرأة بداخله، نصف تمثال، وتعلّم الناس في كل مكان ذهبت أليه ، كيف يبدو شكل المهبل المعافى وكيف يبدو المهبل المشوّه.
    Sessizce fotoğraf çekmelerinin yanı sıra telefoto lensleri de var. Çok şık bir gözlüktür. Open Subtitles انها تأخذ الصور ولديها عدسات تليغرافيه,وأنيقه جدا
    Olan şeyse şu: mercanlar bir ortak yaşamdırlar ve içlerinde yaşayan şu küçük alg hücreleri vardır. TED وماذا حدث هو أن ذلك المرجان متكافل ولديها تلك الخلايا الطحلبية الصغيرة التي تعيش بداخلهم
    Sırf o da değil. Kendisi oldukça hoş bir hanım. Ayrıca oldukça etkileyici bir muhabir. Open Subtitles ليس ذلك فحسب بل انها جميلة ولديها حب للظهور لا مثيل له
    Hala komada, hala tüplerle yaşıyor. Ak ciğeri parçalanmış, nefes borusunda delik açmışlar.. Open Subtitles لم تستعد وعيها وهي تتنفّس بواسطة جهاز ولديها أنبوب داخل القصبة الهوائية ورئتها
    Elbette, ama aynı zamanda, 0.05 desibelin üzerindeki sesleri duyan ses alıcıları da var. Yani... Open Subtitles ولديها ايضا اجهزة الاستشعار الصوتي التي تستطيع كشف اي صوت أقل من 0.5 ديسيبل
    Yoksa başka limanda da çocuğu olan bir kadın mı var? Open Subtitles أتوجد امرأة في مكان ما ولديها طفل يراه في رحلاته؟
    Kadının delirip iki çocuğunu boğup sonra da kendini vurduğunun biliyoruz. Open Subtitles نعرف أن المرأة قد جنت أحرقت ولديها ثم أطلقت الرصاص على نفسها
    Herhalde iri, kederli gözleri, uzun, acıklı öyküsü vardı. Tam onun tipi. Open Subtitles كانت عيونها حزينة ، ولديها قصة حزينة ، هذا هو النوع الذي يحب
    Herbiri diğerinden aptal olan, üç erkek kardeşi vardı. Open Subtitles ولديها ثلاثة اخوه , مثل 1 بالمئه متخلفون تقريبا هولاء الرجال
    - çok çirkindi ,ve kocaman şeyi ,vardı. Open Subtitles لقد كانت تشبه المرحاض وضخمة ومقرفة جدا ولديها خصيتين عملاقتين
    Bir kadın Fields marketinde birilerini vurmuş. Rehineleri varmış. Aman Allahım! Open Subtitles امرأةٌ ما تطلق النار في المتجر ، ولديها رهائن
    Ve bilmemizi istediği bilgiler varmış ve onu bekletiyoruz. Open Subtitles ولديها معلومات تودّنا أن نراها، ونحن نُبقيها تنتظر.
    Kendisi şu anda, karın ve kızlarınla oturduğun evin önünde ve elinde bu ofiste aranızda yaşananların kaydı var. Open Subtitles حسنا, الآن هى أمام منزلك حيث تسكن مع زوجتك و ابنتك ولديها شريط فيديو
    Hasta risklerin farkında ve donör de var. Open Subtitles في علم الخصوبة والمريضة تدرك المخاطر ولديها متبرع جاهز
    Bir odası ve sadece iki masası vardır ve yerde yemek pişirir. Open Subtitles إنها غرفة واحدة فقط ولديها طاولتين وهي تطبخ على الأرضية
    Kendisi uzun zamandır aynı yerde yaşamaktadır ve evli, iki çocuk annesidir Ayrıca yaşlı bir annesi vardır. Open Subtitles لديها مقر دائم، ومتزوجة ولديها طفلين، كما أن لديها والدة طاعنة بالسن،
    Mesele üçümüzün hâli değil kızımızla ilgili ve şu an ciddi problemler yaşıyor. Open Subtitles حسناً، وهذا ليس حول ثلاثتنا. إنّه بشأن ابنتنا، ولديها بعض المشاكل الجسيمة في الوقت الحالي.
    Kafasını bir tarafa eğmek gibi tuhaf bir huyu da var. Open Subtitles ولديها هذه العاده فى وضع رأسها على جانب واحد
    Evde sorunları var. Kendisi küçük bir oğlu olan bir dul. Open Subtitles كانتَ لديها مُشكلة بمنزلُها، إنها أرملة ولديها طفلٌ صغير.
    Tracy'nin, Fresno'daki kocasını ve iki çocuğunu, ne kadar özlediğini hiç bilemezdim. Open Subtitles عن نفسي، لم أعرف كم تفتفد "تريسي" زوجها و ولديها في "فرينزو".
    Güldü. Okulda görünmez olma yeteneğine sahip bir kız var. Open Subtitles فتاة في حرم الجامعة ولديها قدرة أن تكون غير مرئية

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد