Ama kesin olarak sana şunu söyleyebilirim... kör bir adam hem kendisi için hem de tüm plan için gereksiz bir tehlikedir... Bu yüzden harekattan hariç tutulacaktır. | Open Subtitles | لكننى أستطيع أخبارك رجل أعمى خطر غير ضرورى ليس على نفسة فقط , ولكن على المجموعة كلها ولذلك يجب أن يستبعد من العملية |
Kör biri hem kendisi hem de tüm plan için gereksiz bir tehlikedir, Bu yüzden operasyondan dışlanmalıdır. | Open Subtitles | رجل أعمى خطر غير ضرورى ليس على نفسة فقط , ولكن على المجموعة كلها ولذلك يجب أن يستبعد من العملية |
İşsizim, Bu yüzden de sağlık sigortasını kaybetmemeliyim. | Open Subtitles | وأنا عاطل ولذلك يجب عليٌ أن أؤمن الرعاية الطبية لنا |
Mahkeme tebliğ memuruyum. O yüzden takım elbise giymek zorundayım. | Open Subtitles | أنا أوصل الدعاوى القضائية للناس ولذلك يجب أن أرتدي بدلة |
Ama kontratınızı ihlal etmeniz, tahliye için dayanak oldu O yüzden, dava ilerlerken borcunuz için ona bir çek vermelisiniz. | Open Subtitles | لكن بالتوقّف عن الدفع لديه قدرة لطردك ولذلك يجب عليك أن تدفعي له المال الذي تدينين له .بينما تتقدّم القضية |
Bu yüzden buradan kaçtım. Şimdi... | Open Subtitles | ولذلك يجب علينا أنا وأنتي أن نخرج من هنا ، الآن |
Bu yüzden buradan kaçtım. Şimdi... | Open Subtitles | ولذلك يجب علينا أنا وأنتي أن نخرج من هنا ، الآن |
İşte Bu yüzden, kış balosunda da birlikte takılmalıyız. | Open Subtitles | ولذلك يجب أن نتسكع مع بعضنا البعض,في حفلة الشتاء الرسمي |
Biyoloji çağında politika yoluyla kozlar paylaşılacak bir tarafta yaşamın içsel bir değeri olduğuna inananlar ve Bu yüzden teknolojilerin ve ticari kararların seçiminde bu içsel değere saygı duyulması gerektiğine... | Open Subtitles | في عصر البيولوجيا السياسة ستجد الحل بين أولئك الذين يعتقدون بأن الحياة أولى لها قيمة ذاتية ولذلك يجب أن نختار التقنيات |
İşte Bu yüzden ilk günden onlarla birinin konuşması gerekiyor. | Open Subtitles | ولذلك يجب أن يتكلم معهم أحد منذ اليوم الأول. |
Bu yüzden bunu senden neden istediğimi anlayacaksın. | Open Subtitles | ولذلك يجب أن تفهم لم يجب أن تفعل هذا من أجلي. |
İşte Bu yüzden böyle şeyleri yutamazsın. Kendi yolundan gitmen gerek. | Open Subtitles | ولذلك يجب عليك ألا تقبل بهذا الهراء يجب أن تعيش حياتك بطريقتك الخاصة |
Bu yüzden istifa etmem gerekiyor çünkü gerçeklere sırtını dönen bir şeyin parçası olamam asla. | Open Subtitles | ولذلك يجب أن أستقيل لأنه لا يمكن أن أنتمي لكيان يدير ظهره للحق |
Yok etmek için yaratıldın ve Bu yüzden saf dışı bırakılman lâzım. | Open Subtitles | أنتِ مصممة للتدمير ' ولذلك يجب علينا إخمادك . |
Beni seviyor, Bu yüzden sözünü dinlemeliyim. | Open Subtitles | هي تحبني , ولذلك يجب أن اطيعها |
Bu yüzden iş bitene kadar anlamamalı. | Open Subtitles | ولذلك يجب عليه الآ يرآني حتى تتم الصفقة |
Bu görüşmeden önce mükemmel bir rüya görüyordum, O yüzden sadece durun ve dinleyin. | Open Subtitles | حسناً؟ لقد كنت احلم حلم جميل قبل ان استقبل تلك المكالمة, ولذلك يجب ان تقفى هنا وتسمعي. |
Sizin aksinize, Bayan Fairfax, eşim ve kayınpederim yağmurdan pek hoşlanmazlar, O yüzden çocukları eve götürmeliyim. | Open Subtitles | خلافا لك آنسة فايرفكس, زوجتي ووالدي يقلقون بشأن المطر ولذلك يجب ان أرجع الاولاد للمنزل |
Onu nasıl sevdiğini biliyorum. O yüzden bana güvenmelisin. | Open Subtitles | أنا أعرف كم كنت تحبها ولذلك يجب عليك أن تثق بي - أثق؟ |
O yüzden sen de onlara inanmalısın. | Open Subtitles | ولذلك يجب أن تحاول و تثق فيهم أيضاً |
O yüzden bunun olması ihtimaline karşı hazır olmalıyız. | Open Subtitles | ولذلك يجب علينا أن نتجهّز .لذلك ليحدث |