Şerif'te o dövmenin olduğunu biliyorum Ama bana onlardan biri olmadığını söylemişti. | Open Subtitles | أعرف أن الرئيس له ذاك الوشم ولكنه أخبرني أنه ليس واحدا منهم |
Bir kaç ufak tefek işi halletmek için dışarı çıktı, Ama bana sizden bahsetti. | Open Subtitles | أخشى أنه بالخارج يُنجز أعمالاً، ولكنه أخبرني عنك |
Ama bana blok dışından bağlantı kurmak isteyen bir grupla konuştuğunu söyledi. | Open Subtitles | ولكنه أخبرني بأنه تحدث مع المجموعة الذين أرادوا عقد أتصالات وهم خارج المقاطعة |
Ama bana hapishanede olduğunu kimseye söyleyemediğimi söyledi. | Open Subtitles | ولكنه أخبرني بألا أخبر أحد بأنه في السجن |
Hiç kimseye söylememiş; Ama bana söyledi. | Open Subtitles | لم يخبر أحداً بذلك أبداً ولكنه أخبرني |
Ama bana bunu aştığını söyledi... | Open Subtitles | ولكنه أخبرني أنه تخطاني, لذا.. |
Ama bana sizin hakkınızda her şeyi anlattı. | Open Subtitles | ولكنه أخبرني بكل شيء عنكم |
Söylemeyeceğime yemin etmiştim Ama bana öpüştüklerini anlattı. | Open Subtitles | -أقسمت على الكتمان, ولكنه أخبرني |