Onlar eğlendiklerini sanıyorlar, ama bu sürekli eğlence değil. | Open Subtitles | إنّهم يعتقدون أنّهم يحظون بوقتِ ممتع ولكنّ هذه المتعة لاتستمر |
Harvey, ikimizin arasında sorunlar olduğunu biliyorum ama bu ikimiz için de bunları geride bırakmak için bir şans. | Open Subtitles | أعلم أنّه علاقتنا تمرّ بفترة عصيبة ولكنّ هذه فرصة لنا ، حتى يسعنا تخطّيها لنغتنمها |
Biliyorum ama bu topluluğun bir demokratik bir yönetimi yok. | Open Subtitles | أعرف، ولكنّ هذه المجموعة لا تمتع بالديموقراطية أبداً |
Sıradan bir davayı kaybetmeye dayanabilirim ama bu sefer ki önemliydi. | Open Subtitles | يمكنني تقبّل الخسارة ، ولكنّ هذه القضية مهمّة |
ama bu sevimli şey 2 milyon volt veriyor hem de kullanıldığına dair hiçbir kaydı olmadan. | Open Subtitles | ولكنّ هذه الأداة هنا تحرّر 2 مليون فولت دون أيّ تسجيل بحدوثها .. |
Ortalık yerde saklanmak ayrı bir beceri ama bu senin hassas noktan. | Open Subtitles | "الاختباء في مكان ظاهر أمر، ولكنّ هذه هي نقطة ضعفكَ" |
Tamam, ama bu kaltak kütük gibi ağır, kuzen! | Open Subtitles | حسناً، ولكنّ هذه العاهرة ! ثقيلة للغاية يا صاح |
Evet, ama bu şirketinki değil. | Open Subtitles | نعم، ولكنّ هذه ليست للشركة |
ama bu kız anca zayıflıyor. | Open Subtitles | ولكنّ هذه الفتاة تنحف.. |
ama bu işler zaman alır, Emery. | Open Subtitles | ولكنّ هذه الحالات تستغرق بعض الوقت (يا (أمري |
Kusura bakmayın ama bu bildiğiniz kötü kraliçe değil. | Open Subtitles | {\pos(190,230)}لا أقصد الإهانة ولكنّ هذه ليست الملكة الشرّيرة التي تذكرانها |
ama bu Gomez'in duruşması. | Open Subtitles | ولكنّ هذه هي جلسة استماع (غوميز) |
ama bu bir Elvis şarkısı. | Open Subtitles | ولكنّ هذه أغنيّة (الفيس) |