Tamam Ama eğer bu evi almazsak gittiğimiz her yerde ortaya çıkar. | Open Subtitles | حسناً ، ولكن إذا لم نشترِ هذا البيت فستظل تظهر أينما نذهب |
Ama eğer kelime ve hareket birbiriyle uyuşmuyorsa, bir zarf kullanmak yararlı olabilir. | TED | ولكن إذا لم تتطابق الكلمات والأفعال، ليس هناك نفع من استخدام وصف. |
Ama eğer burada değillerse, elimizden fazla bir şey gelmez. | Open Subtitles | ولكن إذا لم يكن الوالدين معنا فهناك القليل مما قد نستطيع أن نفعله |
Buraya sadece tüm bunlardan dolayı çok üzgün olduğumu söylemeye geldim Ama eğer sen ve abby partiye gelmezseniz- | Open Subtitles | أنا فقط أردت أن آتي إلى هنا وأقول أنني آسف بشأن كل هذا ولكن إذا لم تأتِ أنت وآبي إلى الحفلة |
Ama eğer öğrenmezse, bu onun sorunu, benim değil. | Open Subtitles | ولكن إذا لم تتعلـّم، فهذه مشكلتها، ليست مشكلتي |
Belki bu herif senin baban belki de değil, Ama eğer öğrenemezsen, bütün hayatını merak ederek geçireceksin. | Open Subtitles | ربما كان ذلك الرجل هو أبوك الحقيقي، وربما لا ولكن إذا لم تكتشف بنفسك فسوف تقضي بقية حياتك تتساءل حسنا، أنت على صواب |
Ama eğer bu büyüyü bozmazsak, öleceği bir gerçek. | Open Subtitles | ولكن إذا لم نقوم بكسر التعويذة موته هو ما سيأتي |
Ama eğer istediğin bu değilse o zaman bana karşı dürüst davranmalısın. | Open Subtitles | ولكن إذا لم يكن ذلك ماتريد عليك أن تكون صريحا معي |
Bekleyin biraz,burada neler olduğunu bilmiyorum, Ama eğer aynı şeyi tekrar yaparsanız, ayvayı yersiniz. | Open Subtitles | لا أعرف ما يجري هنا ولكن إذا لم نعد هذا الشئ للعمل ستأكلون كلكم سطلة السلمون فحسب |
Tamam, Ama eğer sekiz saatte bunu çözemezsek, ben bu işi tamamen bitiriyorum. | Open Subtitles | حسنا، ولكن إذا لم نتمكن من معرفة كيفية القيام بذلك في ثماني ساعات فسوف ألاقي حتفي |
Ama eğer yapamazsan üzülme. | Open Subtitles | ولكن إذا لم تستطيعِ، فلا يساورنكِ شعور الندم |
Denedim, Ama eğer 24 saat içerisinde iptal etmezsen, ceza veriyorlarmış, o yüzden randevuna ben gittim. | Open Subtitles | حسنا، أنا حاولت، ولكن إذا لم تلغيه في الأقل 24من ساعة قبل الموعد المحدد، سيكون هناك رسوم، لذلك أنا فقط ذهبت إلى الموعد. |
Ama eğer emin değilsen, ne demeye adamla yatağa girdin? | Open Subtitles | ولكن إذا لم تكوني متأكدة, فلماذا نمت معه أساساً؟ |
Amacın ne bilmiyorum Ama eğer beni tutmayacaksan buradan gitmek isterim. | Open Subtitles | لا أعرف في صف مَن أنت ولكن إذا لم تكن ستبقيني هنا فأريد مغادرة هذا المكان اللعين حالاً |
Ama eğer DHS ajanı değilsem kimim ben? | Open Subtitles | لذلك كنت حصلت لي. ولكن إذا لم أكن وزارة الأمن الوطني، ما أنا؟ |
Ama eğer bulamazsanız Winston'a oy vermek zorundasınız. | Open Subtitles | مثيرة للاهتمام. ولكن إذا لم تقم بذلك، كنت أن التصويت لصالح نستون. |
Ama eğer politikacılarımız sağlık hizmeti hatta okul öğle yemeği konularında dahi anlaşamazlarsa, asgari geçim kadar önemli ve masraflı bir konu üzerinde uzlaşacaklarını sanmam. | TED | ولكن إذا لم يستطع الساسة الإتفاق على أشياء مثل الرعاية الصحية أو وجبات الغداء المدرسي، فأنا لا أرى أرضًا مشتركة يمكنهم الإتفاق فيها على شيء كبير وهام مثل أساسيات الدخل الحيوية. |
Hiç bir fikrin yok gibi Ama eğer sana... bu konuda güvenemeyeceksem... | Open Subtitles | وليس لديك أي فكرة عن ذلك ولكن إذا لم أستطع أن أثق بك... لتتذكر أن تأخذه مرة في يوم... |
Eğer babunlar hemen bulunursa, bunu kontrol altına alabiliriz. Ama eğer... | Open Subtitles | إذا وجدنا البابون بسرعه ربما أمكننا أن نحتوى هذا الوضع ... ولكن إذا لم يحدث |
- Ama eğer prova yapacak yerimiz olmazsa... | Open Subtitles | ولكن إذا لم يكن لدينا مكان للتدريب، |