Pekala, bak, onun ölmesini isteyecek kadar kızgın olmadığımı söyleyemem, ama her zamanki gibi inşaatçılığın eski yasaları gereği bunu yapmam. | Open Subtitles | حسناً أنظر لا أستطيع القول أني لم أكن غاضب كفاية حتى أريد الرجل ميت ولكن كالعادة تراجعت وفق قانون البناة |
Ödevinin belli bir kaliteye sahip olduğunu söylemek zorundayım, ama her zamanki gibi konudan oldukça sapmışsın. | Open Subtitles | التقرير يوّضح عمل متقن، ولكن كالعادة لا علاقة له بموضوعنا |
Ben ve ben sana yardım etmeye çalıştık, ama her zamanki gibi, bu iş için en iyisi sensin. | Open Subtitles | انا وبين حاولنا مساعدتك ولكن كالعادة فأنتي افضل شخص لهذا العمل |
Senden bunu koparmak için işkence yapmak zorunda kalacağımı sanmıştım ama her zamanki gibi, merhametin senin çöküşünün nedeni. | Open Subtitles | اعتقدت اني ساضطر ان اذرف الدموع لانتزعها منك ولكن كالعادة الشفقة هي نقطة ضعفك |
Uyardım ama her zamanki gibi dinlemedin. | Open Subtitles | أنا حذرتك ولكن كالعادة أنت لا تستمع |
Uyardım ama her zamanki gibi dinlemedin. | Open Subtitles | أنا حذرتكم، ولكن كالعادة أنت لا تستمع. |
Evet ama her zamanki gibi birlikte çalışıp bir plan bulacağız. | Open Subtitles | أجل، ولكن كالعادة سنعمل معًا ونأتي بخطة |
ama her zamanki gibi, Senden bişi alıcam. | Open Subtitles | . ولكن كالعادة سآخذ شيئاً منك |
Yazarımız Bay Collins'i de tanıştırmak isterdim ama her zamanki gibi geç kaldı. | Open Subtitles | وأحب أن أقدم لك مؤلفنا السيد (كولينز) ولكن كالعادة إنه متأخر. |