Ana karakterleri beğendim ama yaşlılıkla ilgili çok fazla şey vardı. | Open Subtitles | أُحب الأدوار الرئيسية ولكن كان هناك أجزاء كثيرة عن الكُبر بالسن |
Bunda mutlaka onun parmağı vardır ama ondan başka biri daha vardı. | Open Subtitles | انا متأكد أنها كانت لها صلة بالموضوع ولكن كان هناك شخص أخر |
İşemeye çalıştım ama yanımda bir adam vardı ve çişim gelmedi. | Open Subtitles | حاولت الذهاب ولكن كان هناك رجل يقف بجانبي لهذا هربت مبتعداً |
Ayrıca o bronz teninde, adaya geldiğinde de bronzdu, ama bir tür solgunluk vardı... | Open Subtitles | كانت لون بشرتها جميلا قبل وصولها الى هنا, ولكن كان هناك نوع من الشحوب, |
Bu güzel kadını yıllardır arzular dururdum. ama bir sorun vardı. | Open Subtitles | امرأة جميلة، أردتها منذ سنوات ولكن كان هناك مشكلة وحيدة |
Başkan Reagan ile birçok hususta aynı fikirde değildim ancak aşağıya sızma ekonomisi kavramının iyi tarafları yok değil. | Open Subtitles | لم أتفق مع الرئيس ريغان في العديد من الاشياء ولكن كان هناك بعض المزايا |
Her şeyi adam gibi düşünmedim ama peşinde 5. seviyeden birisi vardı. | Open Subtitles | لم أفكر جيداً, ولكن كان هناك مذكرة من المستوى الخامس للقبض عليه |
Ama hikâyenin, onların bile takip edemediği bir yönü vardı. | Open Subtitles | ولكن كان هناك جزء واحد من القصة لا يستطيعون متابعته |
Ama her zaman onların sunumlarına bir hayat döngüsü vardı. | TED | ولكن كان هناك دائما دورة حياة في كل عروضهم. |
Ancak ortada bu hafıza şampiyonlarının ve kontrol gruplarının beyinleri arasında ilgi çekici ve etkili bir farklılık vardı. | TED | ولكن كان هناك اختلاف مثير فعلاً بين عقول أبطال الذاكرة والأشخاص الآخرين الذين كانوا محط المقارنة |
Ve her zamanki gibi grup heyecanlıydı ama grupta bir kişi vardı ve bana oraya çıkamayacağını söylüyordu | TED | وكما جرت العادة، كان الفرقة متحمسة ولكن كان هناك رجل واحد في الفرقة الذي قال لي أنه لا يمكن أن يذهب إلى هناك. |
Ne yazık ki erkekler aslında farklı çalmamıştı ama öyle çaldıklarına dair bir algı vardı. | TED | يعني لسوء الحظ الرجال لا يعزفون بشكل مختلف، ولكن كان هناك تصور بأنهم كذلك. |
Fakat ortada eksik bir şeyler vardı; endüstrimizde düzeltmemiz gerektiğini düşündüğüm bir problem vardı. | TED | ولكن كان هناك صدْع في الجدار، مشكلة في صناعتنا، والتي شعرت أننا بحاجة إلى إصلاحها. |
ama bir çocuk vardı. Üç-dört yıl önce işaretlediklerimizden. | Open Subtitles | ولكن كان هناك فتي ، تم أخذه وإختطافه منذ 3 إلي 4 أعوام سابقة |
Ailem kıt kanaat geçiniyordu ama bir süre sonra ödemeler kesilmiş. | Open Subtitles | ولكن كان هناك نوع من الخلل ساء حال والداى |
Onunla aramızda bir nehir vardı ama bir köprü de vardı. | Open Subtitles | كان يفصل بيننا نهر ولكن كان هناك جسر ايضاً |
ama bir ses bana... | Open Subtitles | ولكن كان هناك صوتاً داخلي ظل يقول لي: |
Yumruklarım hiç iyi olmadı ama bir adam vardı ki bana neredeyse cinayet işletecekti. | Open Subtitles | لم أكن جيدة مع قبضة بلدي، ولكن كان هناك شخص واحد. - قاد تقريبا لي على القتل. |
Başkan Reagan ile birçok hususta aynı fikirde değildim ancak aşağıya sızma ekonomisi kavramının iyi tarafları yok değil. | Open Subtitles | لم أتفق مع الرئيس (ريغان) في العديد من الاشياء ولكن كان هناك بعض المزايا لمفهوم الإعفاءات الضريبية أو المنافع الاقتصادية أخرى |