ويكيبيديا

    "ولكن كان هناك" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • vardı
        
    • ama bir
        
    • kavramının iyi tarafları yok
        
    Ana karakterleri beğendim ama yaşlılıkla ilgili çok fazla şey vardı. Open Subtitles أُحب الأدوار الرئيسية ولكن كان هناك أجزاء كثيرة عن الكُبر بالسن
    Bunda mutlaka onun parmağı vardır ama ondan başka biri daha vardı. Open Subtitles انا متأكد أنها كانت لها صلة بالموضوع ولكن كان هناك شخص أخر
    İşemeye çalıştım ama yanımda bir adam vardı ve çişim gelmedi. Open Subtitles حاولت الذهاب ولكن كان هناك رجل يقف بجانبي لهذا هربت مبتعداً
    Ayrıca o bronz teninde, adaya geldiğinde de bronzdu, ama bir tür solgunluk vardı... Open Subtitles كانت لون بشرتها جميلا قبل وصولها الى هنا, ولكن كان هناك نوع من الشحوب,
    Bu güzel kadını yıllardır arzular dururdum. ama bir sorun vardı. Open Subtitles امرأة جميلة، أردتها منذ سنوات ولكن كان هناك مشكلة وحيدة
    Başkan Reagan ile birçok hususta aynı fikirde değildim ancak aşağıya sızma ekonomisi kavramının iyi tarafları yok değil. Open Subtitles لم أتفق مع الرئيس ريغان في العديد من الاشياء ولكن كان هناك بعض المزايا
    Her şeyi adam gibi düşünmedim ama peşinde 5. seviyeden birisi vardı. Open Subtitles لم أفكر جيداً, ولكن كان هناك مذكرة من المستوى الخامس للقبض عليه
    Ama hikâyenin, onların bile takip edemediği bir yönü vardı. Open Subtitles ولكن كان هناك جزء واحد من القصة لا يستطيعون متابعته
    Ama her zaman onların sunumlarına bir hayat döngüsü vardı. TED ولكن كان هناك دائما دورة حياة في كل عروضهم.
    Ancak ortada bu hafıza şampiyonlarının ve kontrol gruplarının beyinleri arasında ilgi çekici ve etkili bir farklılık vardı. TED ولكن كان هناك اختلاف مثير فعلاً بين عقول أبطال الذاكرة والأشخاص الآخرين الذين كانوا محط المقارنة
    Ve her zamanki gibi grup heyecanlıydı ama grupta bir kişi vardı ve bana oraya çıkamayacağını söylüyordu TED وكما جرت العادة، كان الفرقة متحمسة ولكن كان هناك رجل واحد في الفرقة الذي قال لي أنه لا يمكن أن يذهب إلى هناك.
    Ne yazık ki erkekler aslında farklı çalmamıştı ama öyle çaldıklarına dair bir algı vardı. TED يعني لسوء الحظ الرجال لا يعزفون بشكل مختلف، ولكن كان هناك تصور بأنهم كذلك.
    Fakat ortada eksik bir şeyler vardı; endüstrimizde düzeltmemiz gerektiğini düşündüğüm bir problem vardı. TED ولكن كان هناك صدْع في الجدار، مشكلة في صناعتنا، والتي شعرت أننا بحاجة إلى إصلاحها.
    ama bir çocuk vardı. Üç-dört yıl önce işaretlediklerimizden. Open Subtitles ولكن كان هناك فتي ، تم أخذه وإختطافه منذ 3 إلي 4 أعوام سابقة
    Ailem kıt kanaat geçiniyordu ama bir süre sonra ödemeler kesilmiş. Open Subtitles ولكن كان هناك نوع من الخلل ساء حال والداى
    Onunla aramızda bir nehir vardı ama bir köprü de vardı. Open Subtitles كان يفصل بيننا نهر ولكن كان هناك جسر ايضاً
    ama bir ses bana... Open Subtitles ولكن كان هناك صوتاً داخلي ظل يقول لي:
    Yumruklarım hiç iyi olmadı ama bir adam vardı ki bana neredeyse cinayet işletecekti. Open Subtitles لم أكن جيدة مع قبضة بلدي، ولكن كان هناك شخص واحد. - قاد تقريبا لي على القتل.
    Başkan Reagan ile birçok hususta aynı fikirde değildim ancak aşağıya sızma ekonomisi kavramının iyi tarafları yok değil. Open Subtitles لم أتفق مع الرئيس (ريغان) في العديد من الاشياء ولكن كان هناك بعض المزايا لمفهوم الإعفاءات الضريبية أو المنافع الاقتصادية أخرى

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد