Küçük bir grup olduğumuzu düşünüyorsun ama biz her yerdeyiz. | Open Subtitles | هل تعتقد أننا مجموعة صغيرة. ولكن نحن في كل مكان. |
M ve Grup önermesi ile ilgili, hiçbir şey bilmiyorduk... ...ama sorun değil, başarmak için elimizden geleni yapacaktık. | TED | والحقيقه أننا لا نعرف أي شئ بخصوص إم أند كمبني ، ولكن نحن في طريقنا لتحقيق ذلك على أي حال. |
ama onun bundan daha fazla yapabileceklerini içeren bir veritabanına ihtiyacımız oldu. | TED | ولكن نحن في حاجة للحصول على قاعدة بيانات له لعمل أكثر من ذلك. |
Şu anda öyleymişiz gibi gözükmeyebilir ama öyleyiz. | TED | الآن ، قد لا تبدو ذلك ، ولكن نحن في بصدد ذلك. |
Bu sabah, beş günde geçersiz oyları sayabileceğimizi düşünüyorduk ama bu sabahtan çok daha farklı bir durumdayız. | Open Subtitles | أن بإمكاننا عد الأصوات في خمس أيام، ولكن نحن في وضع مختلف تماما عما كنا عليه هذا الصباح وضع مختلف جذرياً |
Not kâğıtları da iş görüyordu ama artık bu el bilgisayarlarını kullanıyoruz. | Open Subtitles | الآن، مفكرة العمل كانت جيدة ولكن نحن في عصر الاتصالات المفتوحة |
Biliyor musunuz bilmem ama şu an sihirli bir yerdeyiz! Öyle bir yerdesiniz! | Open Subtitles | أنا لا أعرف إذا كنت تعرف ذلك، ولكن نحن في مكان السحر، 'الل! |
Bilemiyorum ama ne kadar çabuk olursa o kadar iyi olur. | Open Subtitles | ليس هناك طريقة لمعرفة،ذلك ولكن نحن في بحاجة إليها قريباً. |
Eric görüntü yakalamaya çalışıyor ama trafik kamerası olmayan bir bölgedeyiz. | Open Subtitles | احد يدخل او يخرج من هنا إيريك يحاول ان يرى شيء ولكن نحن في منطقة بدون كاميرات مراقبه |
ama biz bunu ondan önce halledeceğiz, değil mi? | Open Subtitles | ولكن نحن في طريقنا للفوز عليه اليس كذلك ؟ |
Tabii, beni Escher'ı öldürmem için tuttun, ama bu işte birlikteyiz. | Open Subtitles | من المؤكد أن تحصل لي لقتل ايشر بالنسبة لك ولكن نحن في هذا معا. |
Sizin için önemi olmayabilir ama size sonsuza dek minnettar kalacağız. | Open Subtitles | قد لا يكون مشكلة كبيرة بالنسبة لك، ولكن نحن في غاية الامتنان. |
Kontrolü elde tutmak gerekirse, çok iyi bir giriş yapmadık ama oyunun daha başındayız. | Open Subtitles | أعني، مع الأخذ في الاعتبار الوضع، أننا لا نفعل حار جدا، ولكن نحن في الجولات الأولى. |
Bu tuhaf aşk bağını bozmak istemem, ama biraz acelemiz var. | Open Subtitles | أنا آسف لمقاطعة علاقة الحب الغريبة، ولكن نحن في عجلة من أمرنا. |
ama çok tehlikeli bir bölgedeyiz ve aracımız bozuldu. | Open Subtitles | ولكن نحن في منطقة خطرة و النقل لدينا معطل. |
at arabanizi çaldigimiz için özür dileriz... ama size bir at arabasi filosu almaya yetecek kadar... | Open Subtitles | آسف لسرقة حصانه وعربة، ولكن نحن في طريقنا لترك ما يكفي من المال |
Fare bahçesi deneyini yapan Bruce Alexander diyor ki; bağımlılıktan bahsederken daima bireysel iyileşmeden konuşuyoruz ve bu da doğru ama konuşmamiz gereken sosyal iyileşme | TED | وبروس ألكسندر الذي قام بتجربة منتزه الفأر قال نتحدث في معظم الوقت بخصوص الإدمان عن التعافي الفردي، ومن الصحيح التحدث عن ذلك، ولكن نحن في حاجة إلى الحديث أكثر عن التعافي المجتمعي. |
- ama biz Roma'dayız ve sen zaten sözlüsün. | Open Subtitles | ولكن نحن في روما... ... وأنت وعدت بالفعل. |
Olay yerinde açıklayacağız ama hemen gitmemiz gerek. | Open Subtitles | سنقوم شرح كل ذلك على المشهد ، ولكن... نحن في حاجة الى الذهاب الآن. |
ama Harlem'deyiz. | Open Subtitles | ونذهب الى منازلنا، اتفقنا؟ ولكن نحن في "هارليم" |