Savaş meydanında değil belki Ama, cesaretin birçok başka şekli vardır. | Open Subtitles | ربما ليس في ميدان المعركة ولكن هناك الكثير من أنواع الشجاعه |
Savaş meydanında değil belki Ama, cesaretin birçok başka şekli vardır. | Open Subtitles | ربما ليس في ميدان المعركة ولكن هناك الكثير من أنواع الشجاعه |
Havuz filtrenizi değiştirmek zor Ama çok zevkli bir iştir. | Open Subtitles | تبديل فلتر حمامك يمثل تحديا، ولكن هناك الكثير من المرح |
Bu biraz sağduyu gibi gelebilir ki zaten öyle fakat bunun ötesinde mekansal hafızanızın çalışma yöntemine dayanan büyük bir bilim var. | TED | يبدو هذا منطقيا وهو كذلك ولكن هناك الكثير من العلوم لدعم هذه الفرضية بناءً على طريقة عمل الذاكرة المكانية لدينا |
Cinsel yakınlığı tecrübe etmedim, fakat yakın olmanın başka yolları da vardır. | Open Subtitles | -لم أجرب العلاقات الحميمية, ولكن هناك الكثير من الطرق للتقرب من الناس |
Ama et tüketimiyle beraber gelen birçok sorun var ve bununla gittikçe daha fazla karşılaşıyoruz. | TED | ولكن هناك الكثير من المشكلات. وهذا كله ينتج من منتجات اللحوم، ونحن في أغلب الأحيان نواجه ذلك. |
Ama hala, şapka giydin mi, eteğin ne kadar kısaydı gibi sorular vardı. | TED | ولكن هناك الكثير من الاسئلة كانت تدور في مخيلتي هل يجب ان ارتدي قبعة .. هل يجب ان ارتدي شيئاً قصيراً |
Bazı eski ve yeni fikirleri denedik ve onları birleştirdik, Ama deneyecek daha çok fikir var. | TED | حسناً ، لقد حاولنا بعض الأفكار القديمة وبعض الجديدة ووضعناها سوياً ولكن هناك الكثير من الأفكار لتجربتها |
Bu meseleleri derinden önemseyen o kadar çok erkek var ki... Ama derinden önemsemek yetmez. | TED | ولكن هناك الكثير من الرجال الذين يهتمون بعمق لهذه القضايا، ولكن الاهتمام بعمق ليس كافياً. |
Ama dipte gömülen çok fazla orijinal içerik var. | TED | ولكن هناك الكثير من المواد الإبداعية إنها مدفونه في الجزء السفلي. |
Yani Çin’e giriyoruz, orada olmak istiyoruz, Ama işte blog yazmaya erişimi olmayan bir sürü insan var. | TED | وتعلمون، نحن نصل للصين، نريد أن نصل هناك، ولكن هناك الكثير من الناس الذين لايملكون القدرة على انشاء مدونة. |
- Ben de. Ama işleri organize etmek için yapmam gereken çok şey var. | Open Subtitles | وأنا كذلك ، ولكن هناك الكثير من الأعمال التي يجب إنجازها بالخارج |
Ama kendisinin Anastasia olduğuna inanmadığı sürece açıklanamayan pek çok nokta olacak. | Open Subtitles | ولكن هناك الكثير الذي لا يمكن تفسيره إلا لو كانت هي المرأة التي تؤمن بأنها هي |
Kaybedecek bir şey yok, Ama kazanacak çok fazla... | Open Subtitles | ليس هناك شيء نفقده ولكن هناك الكثير لنربحه |
Kaybedecek bir şey yok, Ama kazanacak çok fazla... | Open Subtitles | ليس هناك شيء نخسره ولكن هناك الكثير لنربحه |
Kaybedecek bir şey yok, Ama kazanacak çok fazla... | Open Subtitles | ليس هناك شيء نفقده ولكن هناك الكثير لنربحه |
Biliyorum, fakat saklanacak bir sürü başka yer var. | Open Subtitles | أعرف ولكن هناك الكثير من الأماكن للإختباء |
İyi bir örnek olmaya çalışırsın, doğru şeyleri yapmayı denersin, fakat... | Open Subtitles | يمكنك محاولة تعيين مثال جيد، تحاول أن تفعل الشيء الصحيح، ولكن هناك الكثير من الإغراء. |
fakat çevrede pek çok erkek var ve çok geçmeden bir başkası geliyor. | Open Subtitles | ولكن هناك الكثير من الذكور في الجوار .وقبل أن يمضي وقت طويل واحد أخر يظهر |
Dıştan herhangi bir yaralanma görmüyorum, fakat çok fazla kan var. | Open Subtitles | لا أرى أي إصابات خارجية ولكن هناك الكثير من الدماء |
fakat hayatımda önemli pek çok kişi var yalnızca kocam ve çocuklarım değil. | Open Subtitles | ولكن هناك الكثير من الناس المهمين في حياتي ليس فقط زوجي وأطفالي |