Günler geçti, hiçbir şey olmadı, gerilim arttı. | Open Subtitles | وتوالت الأيام ولم يحدث شيء والتوتر في ازدياد |
Jody'yle ben banyoda bir seans yaptık, ama hiçbir şey olmadı, sonra banyoya döndüğümde oradaydı, oradaydı! | Open Subtitles | جودي وأنا قمنا بجلسة تحضير الأرواح في الحمام، ولم يحدث شيء . لكن عندما عدت هناك كانت هناك. كانت هناك |
Onun oğlu öldü ve Santi'ye hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | لقد مات ولدها ولم يحدث شيء لسانتي هذا صعب عليها |
Yanında oturuyorum ve görüşleri yaşarken onu izliyorum, hiçbir şey olmuyor. | Open Subtitles | لقد جلست بالداخل وشاهدته يرى رؤياه ولم يحدث شيء قط |
Yazı: "Yardım edin! 20 dakikadır bekliyorum ama hiçbir şey olmuyor." (Gülüşmeler) Bu kişi beklemeleri gerektiğini düşünmüş. | TED | النص: "أرجو المساعدة! لقد انتظرت أكثر من 20 دقيقة ولم يحدث شيء". (ضحك) هذا الشخص ظن أن عليه الانتظار. |
Bir tahliye emri çıkarırsak ve hiçbir şey olmazsa sorumluluğu üstüne alacak mısın? | Open Subtitles | إذا أصدرنا طلب الإخلاء ولم يحدث شيء. ستحمل عاتق هذه المسؤولية؟ |
(Alkış) İsrail ordusunun kulelerine bile yapıştırdık, ve hiçbir şey olmadı. | TED | (تصفيق) لقد قمنا بالالصاق على ابراج اسرائلية عسكرية, ولم يحدث شيء |
İki saat boyunca denedim ama hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | امضيت ساعتين وانا احاول ولم يحدث شيء هذه القوى شيء مخادع |
Hem de bir tanesi ısırdığı halde sana hiçbir şey olmadı. En azından şimdilik. | Open Subtitles | بالإضافة , لقد تعرضتِ للعض من قبِل تلك الأشياء , ولم يحدث شيء |
Kaç defa bunu yaptık ve hiçbir şey olmadı? Huh? Çok kez. | Open Subtitles | [رولي]كَمْمرّةعَملنَاهذا ولم يحدث شيء , huh؟ |
Bennett'le beraberken doğum kontrol haplarını bıraktım, geçen yazdan beri hiçbir şey olmadı... | Open Subtitles | توقّفتُ عن أخذ الحبوب مع بينيت في الصيف ولم يحدث شيء ...لذا |
hiçbir şey olmadı. Tıpkı dün geceki gibi, telefonu kapatmasaydın sana söyleyecektim. | Open Subtitles | ولم يحدث شيء الليلة الماضية , وكنت |
Dolunay çıktı ama hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | لقد كان قمراً كاملاً ، ولم يحدث شيء |
Sürekli deneyip duruyoruz ama hiçbir şey olmuyor. | Open Subtitles | حاولنا وحاولنا ، ولم يحدث شيء |
Mickey hapisten beş yıl erken çıkıyor, bir rahibi öldürüyor hiçbir şey olmuyor ve de şimdi bu adamla buluşmaya başlıyor. | Open Subtitles | خرج (ميكي) من السجن خمس سنوات مبكراً ثم قتل قساً ولم يحدث شيء |
ABD'de ilk işime girdim. Fark ettiğim ilk şey Amerika'daki iş arkadaşlarımın o zamanki başkan Donald Reagan'ı çok sert bir dille eleştirmeleriydi ve hiçbir şey olmuyordu; kimse sansür koymuyordu | TED | أول شيء لاحظته في أمريكا، أن زملائي ينتقدون الرئيس -بلا رحمة- الرئيس رونالد ريغان ولم يحدث شيء مطلقاً؛ لا أحد يراقبهم. |
Yan yana titreyerek ve hiçbir şey yapmadan yattılar. | Open Subtitles | ولم يحدث شيء |