diyelim ki buradaki dinleyicilerin ilk beş sırası ile bir köyde yaşıyoruz ve birbirimizi çok iyi tanıyoruz ve diyelim ki para ödünç almak istedim. | TED | لنقل أنني عشتُ في قرية مع الصفوف الخمسة الأولى من الجمهور، ونعرفُ جميعاً بعضنا البعض، ولنقل أنني أردتُ اقتراض المال. |
diyelim ki Capponi kütüphanesinde, örneğin Guido di Cavalcanti'ye ait... bir nota rastladı. | Open Subtitles | ماذا لو وقع ملاحظة في مكتبة كابونى ولنقل من جيدو . دي . |
Ve diyelim ki France's Loire Valley'in yemek çeşitleriyle ve şaraplarıyla bir akşam yemeği partisi vermek istedik. | Open Subtitles | ولنقل أننا نريد أن نقيم حفلة عشاء وسنذهب لاستكشاف الطعام والنبيذ في مطعم فرنسي راقي |
Biz Unalaq'la savaşırız, sen Portalları kapatırsın ve diyelim ki sana bir şey oldu. | Open Subtitles | , لذا نحن نقاتل أونولاك , أنت ِ تغلقين البوابتين ولنقل فقط بأن شيئا ما حدث إليك |
diyelim ki bir şekilde, kumsalda bir kısım düşmanı haklayabildin. | Open Subtitles | ولنقل أنّك بطريقة ما تمكنت من القضاء على بعض أعدادهم على الشاطئ |
diyelim ki geleneksel bilindik yolu seçtik ve salıncakta bizim çocuklarımız sallanıyor. Dürüst olmak gerekirse, berbat hâldeler. | TED | ولنقل بأننا اخترنا إنجاب طفل من خلال الطريقة التقليدية، وها هو ذا يتأرجح على الأرجوحة، وبكل صراحة، ليسوا سوى فوضى عارمة. |
diyelim ki seninle laflıyoruz. | Open Subtitles | ولنقل بأننا ندير حواراً شائكاً بيننا |
Ve diyelim ki bu engelli vatandaş Fox River'a geri dönmeyi başardı. | Open Subtitles | ولنقل إن هذا هو التعويض من , الصدمة التي تلقيتها جراء قطع يدي في "فوكس ريفر"ـ |
diyelim ki... Eğer yeğenin yanımda duruyor olsaydı. | Open Subtitles | ... ولنقل إذا كان ابن أخيك يقف بجانبي |
diyelim ki çalışanımı da öldürdü. | Open Subtitles | ولنقل أنّه قتل أحد موظفيني |