Eve gidebiliriz. Onu bir daha görmek zorunda değiliz. | Open Subtitles | يمكننا الذهاب للبيت وليس علينا أن نراه ثانيةً |
Bizim için iyi birşey, herşeyi ortaya çıkarttı ve onurlu olmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | لكن من الجيد لنا أنه أظهر لنا طريقة عمله وليس علينا أن نكون صادقين |
masnın üstünde para yığınları, uluslararası prestij, halka açılma şansı, ve daha da güzeli ismimizi değiştirmek zorunda değiliz. | Open Subtitles | على الطاولة سيكون هناك جبال من المال قيمة دوليةـ وفرصة للإشتهار وليس علينا تغيير إسمنا |
Ve bütün paramızı kampanyama yatırmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | وليس علينا ان نرهن مزرعتنا بأكملها لأجل حملتي الانتخابية |
Bence, burada kalmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | أعتقد أننا هنا وليس علينا البقاء |
Bir şey yapmak zorunda değiliz. Sadece biziz. Bu işte birlikteyiz. | Open Subtitles | وليس علينا فعل أي شيء فنحن في هذا معاً |
Ve namuslu olmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | وليس علينا أن نكون صادقين |
En iyi arkadaşlar olmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | وليس علينا أن نصبح أصدقاء |