Amerikan halkının şimdi konuşmama ihtiyacı var, yarın değil. | Open Subtitles | الشعب الأمريكي في حاجة لسماعي الان، وليس غداً |
yarın değil ama benim harika olduğumu ve benimle olabilmek için şanslı olman gerektiğini bilmelisin diye düşündüm. | Open Subtitles | اليوم، وليس غداً ولكن شعرت وكأنه يجب أنْ تعرف |
- Beni dinle Julio. Yağmur olukları bugün temizlenecek, yarın değil. | Open Subtitles | أريد أن تكون المجاري منظفة اليوم، وليس غداً |
- Umurumda değil, bugün çalışmaları gerekiyor yarın değil. -Anlaşıldı mı? | Open Subtitles | لا يهمني، يجب أن يتم الأمر اليوم، وليس غداً. |
Parayı bugün istiyorum! yarın değil! | Open Subtitles | أتيت اليوم لآخذ النقود وليس غداً |
yarın değil, bugün. | Open Subtitles | اليوم وليس غداً |
Hemen. yarın değil. | Open Subtitles | الآن وليس غداً |