Bugün de öyle hızlı konuştunuz diğer babalarda olduğu gibi değil. | Open Subtitles | وتحدثتي بهذه الطريقةُ اليوم وليس كما تتحدثين مع أيِّ والدٍ آخر |
Politika ve politikacılar, insanları kendilerinin istediği gibi değil de, onları olduğu gibi ele alır ve muamele ederlerse, başarıya ulaşacaklardır. | TED | السياسة والسياسيون سينجحون فقط أذا كانو فعلا يحاولون أن يعالجوا الأشخاص كما هم وليس كما يودون أن يكونوا عليه |
Olacağın kişi gibi değil seni çok iyi tanıyan bir ihtiyar olarak seninle konuşuyorum. | Open Subtitles | أنا أتحدث إليكم، وليس كما الذين سوف تصبح، لكن رجل عجوز يعرفك أفضل. |
Dilediğimiz gibi davranırız başkalarının zorladığı gibi değil. | Open Subtitles | نفعل ما نريده وليس كما يريده الاخرون وماذا عن المستذئبين؟ |
Asıl delilik ise hayatı olması gerektiği gibi değil, olduğu gibi görebilmektir. | Open Subtitles | وأكثر جنوناً من أي شيء لرؤية الحياة كما هي وليس كما يجب أن تكون |
Ölümsüzlük için Mısır'lıların yaptığı gibi değil. | Open Subtitles | ... وليس كما فعل المصريون المحافظة على الجسم من أجل ضمان خلود الروح لا |
Bu iyi bir şey. Yaşadığını hissedersin, buradaki gibi değil. | Open Subtitles | هذا جيد لأنك تشعر بالحياة وليس كما هنا |
Mecazen yani. Anlaşıldığı gibi değil. | Open Subtitles | قصدتُ ذلك بشكل مجازيّ، وليس كما بدا |
Asıl delilik ise hayatı olması gerektiği gibi değil, olduğu gibi görebilmektir. | Open Subtitles | والأمر الأكثر جنوناً هو أن ترى الحياة" "كما هي وليس كما ينبغي أن تكون |
Efsanedeki gibi değil. Ve bu, ülkede yaşayan bütün yabancı işçilerin çocuklarını da kapsıyor. | TED | وليس كما تقول الخرافات. |
Alışveriş yapıp golf oynadım. Ama göründüğü gibi değil. | Open Subtitles | تسوق وغولف وليس كما تعتقدين |
SHIELD, Dünya'yı olduğu gibi kabul eder, olmasını istediğimiz gibi değil. | Open Subtitles | (شيلد) تنظر إلى العالم كما هو وليس كما نريده |
Söylediğim gibi yapın, yaptığım gibi değil. | Open Subtitles | افعل كما أقول وليس كما أفعل. |
Bu yüzden hikâyeyi John'un yaptığı gibi değil olduğu gibi kâğıda dökmeye karar verdim. | Open Subtitles | لذا، قررت أن أدون القصة بكتاب كما كانت حقًا، وليس كما صاغها (جون) |
- Sandığın gibi değil. | Open Subtitles | وليس كما كنت تعتقده |
Anlaşıldığı gibi değil. | Open Subtitles | وليس... كما بدا لك |
Bu sandığın gibi değil. Değil... | Open Subtitles | وليس كما تظنين |