Jie, Bunu düşünmesi gereken sensin ben değil. | Open Subtitles | جي , فمن أنت الذي ينبغي أن ينظر , وليس لي. |
Burada olmamızın sebebi biziz ben değil. | Open Subtitles | الفضل في بقائنا يعود لنا جميعاً، وليس لي وحدي |
Eğer minnettarlığını göstermek istiyorsan bana değil Goo Jae Hee'ye göstermelisin. | Open Subtitles | اذا كنت تريد التعبير عن امتنانك , عبره لـ جو جاي هيي وليس لي |
Bağlılığının bana değil de ona olmasını anlıyorum yani. | Open Subtitles | لذلك أنا أفهم أن الولاء الخاص من الواضح له، وليس لي. |
Bir daha ailemin yakınına gelirsen senin çelenge ihtiyacın olacak, benim değil. | Open Subtitles | أنت تقترب من عائلتي مرة أخرى، سوف تحتاج إلى اكليلا من الزهور، وليس لي. |
Astra'yı benim değil de senin öldürdüğüne inanmasına izin verdiğim zaman karar verdim buna. | Open Subtitles | عندما قررت السماح لها نؤمن أنك قتل أسترا وليس لي. |
- Devasal, ve sırf benim için değil. | Open Subtitles | بل ضخم وليس لي وحدي رغم موافقتها عليه |
Onunla tekrar yatarsan evrakları sen doldurursun, ben değil. | Open Subtitles | تقفز مرة أخرى في كيس معه، كنت ايداع الأوراق، وليس لي. |
O senden güçlerini almaya çalıştı, ben değil. | Open Subtitles | حاول أن تأخذ الصلاحيات الخاصة بك منك، وليس لي. |
O adama şantaj yapan salaklar sizdiniz, ben değil! | Open Subtitles | كان يا رفاق البلهاء الذين كانوا ابتزاز له، وليس لي! |
- Hemingway diyor, ben değil. | Open Subtitles | ما هو جميل. حسنا، فمن همنغواي، وليس لي. |
Hayalperest olan babandı, ben değil. | Open Subtitles | كان والدك رؤية حقيقية، وليس لي. |
John, sen kahraman doktorsun. Polisler sana geldi, bana değil. | Open Subtitles | جون" أنت الطبيب البطل و" الشرطة أتت إليك وليس لي |
Bu yüzden, sadakatinin tabi ki ona bağlı olduğunu biliyorum, bana değil. | Open Subtitles | لذلك أنا أفهم أن الولاء الخاص من الواضح له، وليس لي. |
En son büyük bir karar vermen gerektiğinde bana değil ona gitmiştin. | Open Subtitles | واعلم ايضا ان اخر مرة كان لديك قرارا ضخما لاتخاذه, ذهبت لها وليس لي |
olan türden bir şeydi, bana değil. | TED | يحدث لأشخاص آخرين، وليس لي ، بالتأكيد. |
Eğer merak ediyorsanız söyleyeyim, onun mirası halama gidiyor, bana değil. | Open Subtitles | في حال أنك تتسائل .. لو حدث لـ " ديفد " شيء ستذهب أموالها لها وليس لي |
Ne olduğunu bilemiyorum ama şu kadarını söyleyeyim bu Phil'lin kaybı benim değil. | Open Subtitles | أستطيع أن أبوس]؛ ر تخيل ما هو عليه ولكن هذا هو فيل وتضمينه في الخسارة وليس لي |
Brandon Sydney'in eski erkek arkadaşı, benim değil. | Open Subtitles | براندون هو الصديق السابق لسيدني وليس لي |
20 milyon dolarlık bir anlaşmadan bahsediyoruz ve anlaşma, benim değil. | Open Subtitles | وتبلغ قيمة عملية .mal بمبلغ 20 مليون $ وليس لي |
Tüm bunlar onun yaptıkları yüzünden, Barry, benim değil. | Open Subtitles | هذا بسبب ما فعله، باري، وليس لي. |
- Herkes için elinden geleni yaptı o. - Kendisi için yapmıştır belki, ama benim için değil. | Open Subtitles | لقد فعل الأفضل لنا جميعاً - ربما يكون الأفضل بالنسبة له وليس لي - |