ويكيبيديا

    "وليس هنالك" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yok
        
    • Ve
        
    • bir
        
    Zorlayıcı. Bunu yaptığım zaman bir daha geri dönüşü yok. Open Subtitles إنه خطير وليس هنالك من مجال للتراجع حين قيامي به
    Sorular birikiyor ama cevaplarda bir artış yok. Henüz yok. Open Subtitles الكثير من الأسئلة وليس هنالك الكثير من الأجوبة، حتى الآن
    Silah çok hafif, nişangah yok Ve şu geyiklere biraz fazla yakınız. Open Subtitles فـ السلاح خفيف الوزن وليس هنالك منظار ونحن قريبينَ جداً من الغزال
    Gerçekten de programlamanın bir yolu Ve bizi yaşam kodundan daha fazla değiştirecek bir şey yok. TED و هي في الواقع طريقة لبرمجة الأمور وليس هنالك من شيء قادر على تغييرنا بقدر شيفرة الحياة
    bir şeyler içmem gerekti, evinde de hiç alkol yok. Open Subtitles بل أحتاج شراباً للنوم, وليس هنالك خمر في منزلك حسناً
    Geceleyin etrafta çakallar dolaşıyor Konuşacağım bir komşu yok Her zaman yanımda değilsin. Open Subtitles في الليل يطُفن بنات آوى بالجوار وليس هنالك جيران لأتحدث معهم وأنت لست هنا دائما و أشعر بالاكتئاب احيانا
    Bu arada, "bağlı" demelisin, "lar" eki yok. Çoğul cümle kurdun. Open Subtitles بالمناسبة, إنها يعتمد, وليس هنالك حرف جمع لأن موضوعك جمعي
    Ve başka bir uçağa bindiğine dair bir kayıt yok. Open Subtitles ونزل منها .. وليس هنالك سجلٌ يثبت أنّه قد استقّل الطائرة مرة أخرى
    Dinle, bazen ünüm beni aşıyor. Ama senin hiç ünün yok. Open Subtitles أسمع , سمعتي تسبقني دائماً وليس هنالك سمعة عنك مسبقاً
    Dinle, bazen ünüm beni aşıyor. Ama senin hiç ünün yok. Open Subtitles أسمع , سمعتي تسبقني دائماً وليس هنالك سمعة عنك مسبقاً
    Çünkü, en güzel yeri burası... Bu hiçbir şekilde bizim elimizde değil Ve bunu değiştirmek için yapabileceğim hiçbir şey yok. Open Subtitles إنّ ذلك خارج عن ايدينا تماماً ، وليس هنالك شيئاً يمكن فعله لتغيير ذلك.
    Hepsinin konuşmasını duydum Ve yapabileceği hiçbir şey yok. Open Subtitles ،لقد إستمعت إليهم جميعاً يتكلومن من خلالها وليس هنالك شيئ يمكنها القيام به حيال ذلك
    Eğer siyahlar olmazsa, hizmet olmaz, Ve Bakan olmaz. Open Subtitles اذا لم يكن هناك مزيد من السود لن يكون هناك خدمات وليس هنالك من وزير
    Sonuçta, sen gururlu Ve bütün saiya-jin'lerin prensisin... Open Subtitles ,لقد مرت فترةٌ لم نرى فيها بعضنا وليس هنالك معنى للقتال طوال الوقت
    Felsefe Taşı sahteydi, Ve sonuçlardan da hoşlanmayacak. Open Subtitles ,في النهاية, حجر الفلاسفة كان مجرد خدعة وليس هنالك أي فائدة من تلك الرحلة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد